Türkün Ezan ile imtihanı
Aslında mevzu birazda modernleşme meselesi. Ezan inananlara bir çağrı olarak Bilal Habeşi'nin o güzel sesi ile başladı. Modern çağlara gelip hoparlör kulakları sağır edecek bir güce ulaşana kadar aslında kimse ezan hakkında o kadar dikkat etmedi. Belli zevk sahibi ilim irfan sahibi insanların medrese, tekke, zaviye ve cami gibi küçük çevrelerde bütün inceliği ve güzelligi ile söylendi, okundu, ve dinlendi. İnsan sesi hiç bir elektronik etki olmadan okunduğunda bence çok güzel bir çağrı. Öyleki ezan vakitleri değişik makam ve kıraat usulleri ile standart hale getirilmiş. Bu şekilde sabah ezanı daha ağır daha bir duygulu okunmuş ki insanlar uykudan yavaş yavaş, ağır ağır uyansınlar ezanı dinlesinler ve sadece sabah ezanına eklenen bir cümle ile biraz daha dokunur yüreklere "Namaz uykudan hayırlıdır". Ramazan ayında insanlar iftarı beklerken Akşam ezanı biraz hızlı okunur ki hem müezzin hem de inananlar çabucak iftarlarını etsinler diye.
Bu gelenek ve uygulama cumhuriyete kadar sürdü. Cumhuriyetle birlikte modernleşmeyi abartan bir bakış açısı geldi , cumhuriyeti kuran ve ilk 30 yılında elinde güç, kudret ve imkan olan seçkinler dininde reforme edilmesi gerektiği kanaatine vardılar. Bu süreç tabi Kuran'ın türkçe tercümesi, kuranın türkçe tefsiri gibi başka modern reformlar ile birlikte devam etti. Ezan türkçeye çevrildi ve kanun zoru ile türkçe minarelerden okundu. Bu ezan kepazeliği 1950 yılına kadar sürdü. Gürdükleri ağır baskılar ve savaş ekonomisinin sorunları nedeni ile insanlar ses çıkarmadılar ama ellerine geçen ilk fırsatta yeni türkiye cumhuriyetinin ilk serbest seçimlerinde tepkilerini gösterdiler. Bu seçimlerden sonra o yönetici elit şimdiye kadar hiçbir serbest seçimi kazanamadı eğer kendisini cumhuriyetin kurucu partisi olarak gören ana muhalefet partisi CHP geçmişte ezana yapılan bu pervasızlığı hakkı ile insanların gönüllerini alarak kendi vicdan muhasebesini yapmaz ise gelecek senelerde de bir seçim kazanması mümkün değil.
Cumhuriyet tarihi değişik seçim ve darbeler sonrası günümüze kadar geldi. Şu an itibari ile müslüman muhafazakar kesim kesintisiz son 14 yılda iktidar iken hala eski reflex ve korkularında kurtulabilmiş değil buda olayın diğer trajik boyutu. Evet zamanın da küçük bir azınlık büyük bir çoğunluğu ezdi yok saydı ve dalga geçti bunu yaparkende Ezanın sembolik değerini bilerek ve isteyerek istismar etti yalnız bu zihniyet sadece ezana karşı böyle bir tepkiyi göstermedi aynı zihniyet kürtçe diline karşı, Alevi inancına karşıda aynı barbarlıkta ezdi ve aşağıladı . Beni üzen yada anlamakta zorlandığım bu müslüman muhafazakar çoğunluk neden kendine yapılan hoyratlığı unutup şimdi iktidar ve güç kendilerinde iken kürt diline ve Alevi inancına en az cumhuriyeti kuran seçkinler kadar bağnaz ve barbarca tepki gösteriyorlar?
Korku özgüven eksikliğini bir sonucudur. Müslümanlar korkuyorlar çünkü inandıkları dine kendileri bile gerçekte inanmıyorlar böyle bir patolojide dine dair herhangi bir eleştiri, farklı bir bakış hemen bir tehdit veya hakaret olarak algılanıyor. Eğer müslümanlar da öz güvenleri yerinde olsa kendilerine yapılan hakareti bile bir güzelliğe çevirirlerdi ama içi boşaltılmış bir din, kurumlar ve gelenek ancak ve ancak korku ile ayakta tutulabilir. Ama korkunun ecele faydası yoktur bu son zamanlarda iktidarın gücünü meşruiyetini arkasına alan bir zihniyet insanlara haddini bildirmenin dini bir görev olarak algılayıp etrafa ayar vermeye çalışıyor. Modern zamanlarda hoparlör çıkınca mertlik bozuldu eskiden insan sesinin güzelliğini, terbiyesini ve eğitimi gösteren ezan okumak artık bir düğmeye basarak merkezi bir kontrolden yönetilen en son desibelde insanlara, çocuklara, yaşlılara ve hastalara hiçbir şekilde saygı göstermeden, insanları sindiren, korkutan, sıkan ve bunaltan bir hal aldı. Ben ezan dinlemesini seven birisiyim ama türkiye'deki ezan içinde hiçbir estetik kaygısı olmayan bir iktidar aracıdır. Bütün iktidarlar zaman içinde yozlaşır ve yaklaşırken kendine ait olan sembolleri ile birlikte yok olur gider arkada ise sadece utanç ve öfke bırakırlar. Ezanı muhammediyeye en büyük hakareti ve kötüğü minarelerde okunan ciao bella yapmamıştır, Ezana en büyük kötülüğü hoparlörleri ayarsızca bağırtarak insanlara saygısızca bir iktidar propagandası yapan zihniyet hakaret etmiştir.
Ben oğluma hem ezanı hemde ciao bella şarkısını dinletiyorum ikiside çok güzel. Bence ezan okunmadığı zaman minareden ciao bella çalınmasında hiç bir sorun yok şu zor günler için de İspanya'da Reconquista’dan 500 yıl sonra ispanyollar ezan okudu sesli olarak ki müslüman komşuları moral bulsun diye neden bizim camiler ciao bella dinleyen insanlara şu zor günlerde moral olsun destek olsun diye çalmasın. Acaba bu ciao bella diyanet işlerinin bilgisi ve onayı dâhilinde olsaydı nasıl algilanirdi türkiye'de, dünyada, avrupada ? Ağzını açan islam dininin güzelliklerinden bahsediyor hadi bir güzellik yapalım; insanlar şaşırsin, insanlar sevinsin işte o zaman Allah da sevinir.