Barış için savaşmak bekaret için
düzüşmeye benzer !
HDP'nin anlamadığı yada anlayıpta
umurunda olmadığı çok önemli bir nokta var. Çözüm süreci
yani silahlı mücadelenin siyasi olarak çüzümü bir devlet
projesi değil hatta bir AKP projesi bile değil. Çözüm süreci
Tayyip'in tek başına üstlendiği hatta baldıran zehiri bile
içmeyi göze aldığı bir proje. Süreç bütün eksiklik,
tökezleme ve engellere rahmen 7 hazirana kadar sürdü. PKK bu
süre zarfında yeteri kadar silah depolamış en azında bu işe
yaramış. Artık Türkiye de sadece Kürtlerin hakları için
savaşan bir silahlı örgüt yok, PKK son silahli mucadele
çağrısında Ekolojik denge ve LGBT'liler icinde savaştığını
açıkladı sonuçta Kürtlerin kültürel hakları AKP
iktidarında yeteri kadar verildi ve halada veriliyor. Eğer PKK
Van'da Ahmedi Hani Lisesini bombalayabiliyorsa bunu AKP'ye borçlu
yoksa o lisenin ismi Kenan Evren lisesi olurdu. Ben barış
sürecini başından sonuna kadar takip ettim her aşamasında
bulundum, ve barış olsun diye elimden geleni yaptım. Bizim
barıştan başka çaremiz yok zaten biz bu çözüm sürecine 30
yıllık savaştan sonra kimsenin bu savaşı askeri olarak
kazanamayacağını anlayınca başladık. Bundan sonrada yine
barış ile olacak başka yolu yok! Şimdi PKK şu karmaşık
ortadoğu siyasetinde eline geçen bir harebeyi kontrol etme
sevdasından dolayı bu barış sürecinin tek kalemde çizdi.
Ben daha düne kadar çözüm sürecinin baltalamak isteyen Zaman
gazetesinin şimdi PKK taraftarı olmasını konuşmak istemiyorum
çünki PKK'da bilmekteki Zaman gazetesinin milliyetçi tarafı
hala ağır basmakta. Suan sadece konjuktürel davranmakta bakalım
zaman bize daha neleri gösterecek. 12 yıllık AKP iktidarında
birçok koalisyonlar görüldü şimdi yine koalisyonlar
yapılmakta ve bunlar ilerleyen aşamada daha da devam edecek.
Peki madem barış süreci
Tayyip'in tek başına yürüttüğü bir siyaset iken ve 30 yıl
savaştan sonra PKK'ya uzanan tek barış eli iken, neden geri
teptiler? Neden seçimden önce Tayyip'i şeytanlaştırma
eylemine giriştiler? Eğer bir insan barış istiyorsa barış
dili kullanır dil eylemden önce gelir irade ise dilden önce
gelir. Son seçimden önce HDP Türkiye partisi olma yönünde
ilerlerken ben bile Demirtas'ta geleceğin başbakanını
görüyordum. Kin ve nefret dolu CHP ve MHP'nin yanında biraz
insanca bakan bir göz vardı. Turkiye'nin sorunlarına çözüm
arayan bir siyasetçi vardı. Seçimden sonra işe barış için
savaşan bir komedyene döndü. Demirtas'ın bu dönüşü beni ilk
anda şaşırtsa bile sonuçta HDP ancak PKK'nın sayasinde
varolan bir parti olduğu için ancak onun kontrolünde
yaşabilir. Demirtaş bu süreçte hem oluk oluk kan akıtan bir
silahlı örgütü savunacak hemde barış abidesi olmaya
çalışacak, bunun daha iyisini Kemal Kılıçdaroğlu hem
Sosyal Demokrat hemde Faşist olmaya çalışarak deniyordu zaten.
Peki bu oluk oluk kan akarken nasıl barış olacak ? PKK Kobane
direnişinden sonra Silvan'ı ve Cizre'yi Kobane'ye çevirmeye
çalıştı, yazık etti iki olayıda çok yakında hemde farklı
taraflardan takip ettim, 30 yıl sonra bölge insanının barış
umutlarının yeşerdiği bir anda ülkeyi tekrar bir harabeye
çevirerek nasıl barış getirecek onu merak etmiyorum. Bir ara
Bodrum Cızre'ye uzak değil dedi ama ben bu sözü bir tehdit
yerine bir hatırlatma olarak algılıyorum. Ben seçim öncesi
HDP'nin barajı aşmasını çok istedim çünki ancak siyaset
yolu açılan bir hareket silahlı mücadeleyi bırakır. Ama
seçimden sonra görüldüki 80 milletvekili ile siyaset
sahnesinden çekilip Cizre'yi Koabene'ye çevirmek isteyen bir
harekete dönüştü.
Beni en cok saritan ise HDP hala aday
olan Dengir Mir Mehmet Altan Tan ve Hüda Kayanın olmasıdır. Mir
Mehmet'i bilmiyorum ama Hüda Kaya ile Altan Tan hepimize Tefsir
dersi verirler islami bir gelenekten gelen ve Kemalist tağuta
karşı mücadele eden bu insanlar belki suan kendilerini AKP
tağutuna karşı mücadele ile izah edebilirler ama acaba PKK
tağutu hakkında ne düşünüyorlar? Altan Tan Viyana'ya
geldiğinde kendisinin ne PKK'lı nede Solcu olduğunu söyleyerek
başladı konuşmasına şimdi ne düşünüyor? Bu sırada PKK'lı
mı oldu ? Ben Filistin'deki kardeslerim için nasıl özgürlük
ve insan gibi bir yaşam istiyorsam bunu Türkiye'deki Kürtler
içinde istiyorum. Kürtlerin kendi başlarına bir devlet
kurmaları beni hiç rahatsız etmiyor hatta ben çözüm
sürecinin bundan sonra daha da genişleyerek bölge halkına
sorulması taraftarıyım. Kimse kimseyi kanlar, zorla, baskıyla
kontrol altında tutamaz. Eğer bu seçimde bölge halkı yine
PKK derse referandum yapılmalı ve PKK kontrolünde özgür bir
kürt olarak yaşamak isteyenler orda yaşamalı. Ben dahil hiç
kimsenin hayatı boyunca gitmediği Hakkari'nin başka bir ülke
olması hiçde önemli değil. Son çatışma sürecinde
saldırıların artmasi ile ülkede yaşanan Kürtlere yönelik
şiddet olayları yanlızca barış yanlısı PKK ve HDP'ye
yaramaktadır, ben müslüman olarak adalet ile davranmak
zorundayım çünki benim için önemli olan Allaha hesap
vermemdir. Onun için ben hakkın sınırları içinde hareket
etmeliyim, asla kin ve nefret ile davranamam, bir kişinin PKK
sempatizanı yada taraftarı olması onu şeytanlaştırmamı
gerektirmez, aynı fikirde olmadığım insanlar kötü insanlar
değillerdir, benimle birlikte yaşamayan kimseyide zorlayamam.
Zannedersem şu yaşadığımız dünyada herkes hatta HDP ve
PKK dahil bu görüşleri kabul edecektir.
Son seçimde HDP'nin barajı aşması
herşeyi dahada kötüleştirdi onun için bu aşamadan sonra
benim için HDP'nin barajı aşmasının hiç bir anlamı yok
sonuçta 150 milletvekilide olsa adamlar yine şiddete
başvuracak orası kesin burda yapılması gereken işe,
insanların can, mal ve nesil emniyetlerini sağlamak. Devlet
Hobbes, Weber, Hegel ve diğer düşünürler içinde organize
olmuş en büyük suç örgütüdür onun dışında başka suç
örgütlerinin varlığına müsaade etmez hani PKK'da kendinden
olmayanlara karşı nasıl şefkatli ve merhametli davranıyorsa
Devlette kendisi dışındaki suç örgütlerine aynı şefkat ve
merhametle davranmalı barış kapısı ne Tayyip tarafından nede
Davudoğlu tarafından kapatılmadı, eğer PKK silahlarını
bırakıp barış isterse barış süreci devam eder bende
canı gönülden bu barış sürecine geçilmesini istiyorum.
Demirtaş zaman gazetesini,
Hürriyeti, DHKPC'lileri ve diger başka bütün Tayyip
düşmanlarını ikna edebilir, ama suan bile hala Türkiye'nin en
büyük siyasi partisi olan AKP 'nin seçmenini ikna etmesi çok
zor. Suan HDP saflarında sosyalist toplum hayalleri kuran solcu
anarşist genclerinde cok yakından bildiği bir cümleyi
Demirtas'a hatırmatmak istiyorum: Baris için savaşmak bekaret
için düzüşmeye bezer! Anlaşılıyorki Demirtaş bu komediye
seçime kadar Bugün TV'de Nazlı Ilıcak ile beraber devam
edecek.
AKP'nin hataları var hemde çok,
en başında bu çözüm sürecinin sadece PKK ile yapması büyük
bir hata idi, bundan sonra başlayan çözüm sürecinde PKK
aktörlerden birisi olmalı, bu kadar. AKP devleti ele geçirmeye
kalkmasın lütfen, eğer AKP farkında ise suan ülkede cemaat
olmayan tek siyasi yapi oldukları için bu kadar geniş bir
kitleye hitap edebiliyorlar, memelekette CHP. MHP, HDP ve diğer
siyasi aktörler bir cemaat zihniyeti ile hareket ediyorlar onun
icinde belli bir oranı geçemiyorlar. AKP sadece kendi kitlesine
imkanlar tanıyarak kendisini cemaatleştirmeye doğru gidiyor,
Bütün siyasetnamelerde yazar işi ehline verin diye , eğer
AKP bu süreçte işi ehli yerine tanıdığa vermeye devam eder
ise cemaatleşir ve diğer cemaatlerin koalisyonu ile bertraf
edilir. Ama benim gördüğüm kadarıyla PKK'nın son devrimci
halk harekeritide ne yazık ki Kürt halkından pek rahbet
görmedi, devlet yerine kendisi tarafından baskı altında
tutulmak istenen Kürt halkı tek çareyi yine 90' li yıllarda
olduğu gibi batıya göç etmede buldu.
Bu seçimde işe herşey çok farklı
bütün hataları ve eksiklerine rahmen AKP tek başına iktidara
gelmeli. Bunun icinde aklı ve vicdanı olan herkes bu seçimde
sandığa gidip AKP oy vermeli. Suriye'de yaşanan olayların
Türkiye'de yaşanmaması için devletin kolluk kuvvetlerinin
dışında kimse silahla gezmemeli. Emniyet siyasetin ilk ve ana
unsurudur eğer bir yerde can, mal ve nesil emniyeti yoksa orda
siyaset yapılmaz yapılamaz. Eğer PKK Cizre'nin Kobane
olmadığını anlar ve bu mücadeleyi silahlı bir şekilde
çözemeyeceğinin tekrar farkına varırsa yine barış masasına
oturulur çünki ancak düşman ile barış yapılır onun için
düşmanınız bile olsa birgün yüzyüze gelip konuşacağınız
ihtimalini düşünerek davranalım, utanmak Allahın Adem'e
verdiği güzel bir duygu bu duyguyu kaybetmeden yaşayalım
lütfen, savaşta yapsak barışta yapsak adam gibi yapalım. Şu
karmaşık dönemde kazasız belasız atlatmak istiyorsak suan ki
Türkiye konjuktüründe AKP seçilecek tek partidir bütün
hatalarına rahmen.