Mittwoch, 14. Oktober 2015

Barış için savaşmak bekaret için düzüşmeye benzer !

Barış için savaşmak bekaret için düzüşmeye benzer !



HDP'nin anlamadığı yada anlayıpta umurunda olmadığı çok önemli bir nokta var. Çözüm süreci yani silahlı mücadelenin siyasi olarak çüzümü bir devlet projesi değil hatta bir AKP projesi bile değil. Çözüm süreci Tayyip'in tek başına üstlendiği hatta baldıran zehiri bile içmeyi göze aldığı bir proje. Süreç bütün eksiklik, tökezleme ve engellere rahmen 7 hazirana kadar sürdü. PKK bu süre zarfında yeteri kadar silah depolamış en azında bu işe yaramış. Artık Türkiye de sadece Kürtlerin hakları için savaşan bir silahlı örgüt yok, PKK son silahli mucadele çağrısında Ekolojik denge ve LGBT'liler icinde savaştığını açıkladı sonuçta Kürtlerin kültürel hakları AKP iktidarında yeteri kadar verildi ve halada veriliyor. Eğer PKK Van'da Ahmedi Hani Lisesini bombalayabiliyorsa bunu AKP'ye borçlu yoksa o lisenin ismi Kenan Evren lisesi olurdu. Ben barış sürecini başından sonuna kadar takip ettim her aşamasında bulundum, ve barış olsun diye elimden geleni yaptım. Bizim barıştan başka çaremiz yok zaten biz bu çözüm sürecine 30 yıllık savaştan sonra kimsenin bu savaşı askeri olarak kazanamayacağını anlayınca başladık. Bundan sonrada yine barış ile olacak başka yolu yok! Şimdi PKK şu karmaşık ortadoğu siyasetinde eline geçen bir harebeyi kontrol etme sevdasından dolayı bu barış sürecinin tek kalemde çizdi. Ben daha düne kadar çözüm sürecinin baltalamak isteyen Zaman gazetesinin şimdi PKK taraftarı olmasını konuşmak istemiyorum çünki PKK'da bilmekteki Zaman gazetesinin milliyetçi tarafı hala ağır basmakta. Suan sadece konjuktürel davranmakta bakalım zaman bize daha neleri gösterecek. 12 yıllık AKP iktidarında birçok koalisyonlar görüldü şimdi yine koalisyonlar yapılmakta ve bunlar ilerleyen aşamada daha da devam edecek.

Peki madem barış süreci Tayyip'in tek başına yürüttüğü bir siyaset iken ve 30 yıl savaştan sonra PKK'ya uzanan tek barış eli iken, neden geri teptiler? Neden seçimden önce Tayyip'i şeytanlaştırma eylemine giriştiler? Eğer bir insan barış istiyorsa barış dili kullanır dil eylemden önce gelir irade ise dilden önce gelir. Son seçimden önce HDP Türkiye partisi olma yönünde ilerlerken ben bile Demirtas'ta geleceğin başbakanını görüyordum. Kin ve nefret dolu CHP ve MHP'nin yanında biraz insanca bakan bir göz vardı. Turkiye'nin sorunlarına çözüm arayan bir siyasetçi vardı. Seçimden sonra işe barış için savaşan bir komedyene döndü. Demirtas'ın bu dönüşü beni ilk anda şaşırtsa bile sonuçta HDP ancak PKK'nın sayasinde varolan bir parti olduğu için ancak onun kontrolünde yaşabilir. Demirtaş bu süreçte hem oluk oluk kan akıtan bir silahlı örgütü savunacak hemde barış abidesi olmaya çalışacak, bunun daha iyisini Kemal Kılıçdaroğlu hem Sosyal Demokrat hemde Faşist olmaya çalışarak deniyordu zaten. Peki bu oluk oluk kan akarken nasıl barış olacak ? PKK Kobane direnişinden sonra Silvan'ı ve Cizre'yi Kobane'ye çevirmeye çalıştı, yazık etti iki olayıda çok yakında hemde farklı taraflardan takip ettim, 30 yıl sonra bölge insanının barış umutlarının yeşerdiği bir anda ülkeyi tekrar bir harabeye çevirerek nasıl barış getirecek onu merak etmiyorum. Bir ara Bodrum Cızre'ye uzak değil dedi ama ben bu sözü bir tehdit yerine bir hatırlatma olarak algılıyorum. Ben seçim öncesi HDP'nin barajı aşmasını çok istedim çünki ancak siyaset yolu açılan bir hareket silahlı mücadeleyi bırakır. Ama seçimden sonra görüldüki 80 milletvekili ile siyaset sahnesinden çekilip Cizre'yi Koabene'ye çevirmek isteyen bir harekete dönüştü.

Beni en cok saritan ise HDP hala aday olan Dengir Mir Mehmet Altan Tan ve Hüda Kayanın olmasıdır. Mir Mehmet'i bilmiyorum ama Hüda Kaya ile Altan Tan hepimize Tefsir dersi verirler islami bir gelenekten gelen ve Kemalist tağuta karşı mücadele eden bu insanlar belki suan kendilerini AKP tağutuna karşı mücadele ile izah edebilirler ama acaba PKK tağutu hakkında ne düşünüyorlar? Altan Tan Viyana'ya geldiğinde kendisinin ne PKK'lı nede Solcu olduğunu söyleyerek başladı konuşmasına şimdi ne düşünüyor? Bu sırada PKK'lı mı oldu ? Ben Filistin'deki kardeslerim için nasıl özgürlük ve insan gibi bir yaşam istiyorsam bunu Türkiye'deki Kürtler içinde istiyorum. Kürtlerin kendi başlarına bir devlet kurmaları beni hiç rahatsız etmiyor hatta ben çözüm sürecinin bundan sonra daha da genişleyerek bölge halkına sorulması taraftarıyım. Kimse kimseyi kanlar, zorla, baskıyla kontrol altında tutamaz. Eğer bu seçimde bölge halkı yine PKK derse referandum yapılmalı ve PKK kontrolünde özgür bir kürt olarak yaşamak isteyenler orda yaşamalı. Ben dahil hiç kimsenin hayatı boyunca gitmediği Hakkari'nin başka bir ülke olması hiçde önemli değil. Son çatışma sürecinde saldırıların artmasi ile ülkede yaşanan Kürtlere yönelik şiddet olayları yanlızca barış yanlısı PKK ve HDP'ye yaramaktadır, ben müslüman olarak adalet ile davranmak zorundayım çünki benim için önemli olan Allaha hesap vermemdir. Onun için ben hakkın sınırları içinde hareket etmeliyim, asla kin ve nefret ile davranamam, bir kişinin PKK sempatizanı yada taraftarı olması onu şeytanlaştırmamı gerektirmez, aynı fikirde olmadığım insanlar kötü insanlar değillerdir, benimle birlikte yaşamayan kimseyide zorlayamam. Zannedersem şu yaşadığımız dünyada herkes hatta HDP ve PKK dahil bu görüşleri kabul edecektir.

Son seçimde HDP'nin barajı aşması herşeyi dahada kötüleştirdi onun için bu aşamadan sonra benim için HDP'nin barajı aşmasının hiç bir anlamı yok sonuçta 150 milletvekilide olsa adamlar yine şiddete başvuracak orası kesin burda yapılması gereken işe, insanların can, mal ve nesil emniyetlerini sağlamak. Devlet Hobbes, Weber, Hegel ve diğer düşünürler içinde organize olmuş en büyük suç örgütüdür onun dışında başka suç örgütlerinin varlığına müsaade etmez hani PKK'da kendinden olmayanlara karşı nasıl şefkatli ve merhametli davranıyorsa Devlette kendisi dışındaki suç örgütlerine aynı şefkat ve merhametle davranmalı barış kapısı ne Tayyip tarafından nede Davudoğlu tarafından kapatılmadı, eğer PKK silahlarını bırakıp barış isterse barış süreci devam eder bende canı gönülden bu barış sürecine geçilmesini istiyorum.

Demirtaş zaman gazetesini, Hürriyeti, DHKPC'lileri ve diger başka bütün Tayyip düşmanlarını ikna edebilir, ama suan bile hala Türkiye'nin en büyük siyasi partisi olan AKP 'nin seçmenini ikna etmesi çok zor. Suan HDP saflarında sosyalist toplum hayalleri kuran solcu anarşist genclerinde cok yakından bildiği bir cümleyi Demirtas'a hatırmatmak istiyorum: Baris için savaşmak bekaret için düzüşmeye bezer! Anlaşılıyorki Demirtaş bu komediye seçime kadar Bugün TV'de Nazlı Ilıcak ile beraber devam edecek.

AKP'nin hataları var hemde çok, en başında bu çözüm sürecinin sadece PKK ile yapması büyük bir hata idi, bundan sonra başlayan çözüm sürecinde PKK aktörlerden birisi olmalı, bu kadar. AKP devleti ele geçirmeye kalkmasın lütfen, eğer AKP farkında ise suan ülkede cemaat olmayan tek siyasi yapi oldukları için bu kadar geniş bir kitleye hitap edebiliyorlar, memelekette CHP. MHP, HDP ve diğer siyasi aktörler bir cemaat zihniyeti ile hareket ediyorlar onun icinde belli bir oranı geçemiyorlar. AKP sadece kendi kitlesine imkanlar tanıyarak kendisini cemaatleştirmeye doğru gidiyor, Bütün siyasetnamelerde yazar işi ehline verin diye , eğer AKP bu süreçte işi ehli yerine tanıdığa vermeye devam eder ise cemaatleşir ve diğer cemaatlerin koalisyonu ile bertraf edilir. Ama benim gördüğüm kadarıyla PKK'nın son devrimci halk harekeritide ne yazık ki Kürt halkından pek rahbet görmedi, devlet yerine kendisi tarafından baskı altında tutulmak istenen Kürt halkı tek çareyi yine 90' li yıllarda olduğu gibi batıya göç etmede buldu.

Bu seçimde işe herşey çok farklı bütün hataları ve eksiklerine rahmen AKP tek başına iktidara gelmeli. Bunun icinde aklı ve vicdanı olan herkes bu seçimde sandığa gidip AKP oy vermeli. Suriye'de yaşanan olayların Türkiye'de yaşanmaması için devletin kolluk kuvvetlerinin dışında kimse silahla gezmemeli. Emniyet siyasetin ilk ve ana unsurudur eğer bir yerde can, mal ve nesil emniyeti yoksa orda siyaset yapılmaz yapılamaz. Eğer PKK Cizre'nin Kobane olmadığını anlar ve bu mücadeleyi silahlı bir şekilde çözemeyeceğinin tekrar farkına varırsa yine barış masasına oturulur çünki ancak düşman ile barış yapılır onun için düşmanınız bile olsa birgün yüzyüze gelip konuşacağınız ihtimalini düşünerek davranalım, utanmak Allahın Adem'e verdiği güzel bir duygu bu duyguyu kaybetmeden yaşayalım lütfen, savaşta yapsak barışta yapsak adam gibi yapalım. Şu karmaşık dönemde kazasız belasız atlatmak istiyorsak suan ki Türkiye konjuktüründe AKP seçilecek tek partidir bütün hatalarına rahmen.







Meine Forderungen für die Gemeinderatswahl 2020 Wien

Meine Forderungen für die Gemeinderatswahl  2020 Wien  1- Für alle Wiener Schulen 2 Wochenstunden Angebot: Empathie,  soziale Verantwortung ...