Herşey, biraz
içsel hesaplaşma, ürkek bir bakış biraz
utanma ve sonra endişeli, çekingen bir
el uzatma ile başlar
Birden kafanda sıralı olan yüzlerce sebeb arasından aklın ve vicdanın yardımıyla, el uzatman ve kalbini kırdığın insanlardan özür dilemen gerektiğini düşünürsün , ama sana bu kararını alırken cehennem acısı çektiren, nefsin pusuda beklemekte, ve sana fısıldayarak; ben bunları biliyorum, yürekleri kin dolu bunların, sen elini uzatsan bile elini havada bırakacaklar, sen onlarla mutlu bir hayatı hayal ederek elini uzattin ama onlar senin hayalini havada bıraktılar artık benimle cehennem misali gecelerin olacak diye tehdit ediyor . Sen ama bütün muhasebenden sonra nefsin ile bir ömür boyu mutlu yaşamak yerine kalbini kırıdığın eski dostun ile bir ömür boyu mutlu yaşamak istiyorsun. Senden sadece kendini eli uzatan adamın yerine koymanı istiyorum, elin şu an havada daha saniyeler geçmemiş, bütün umudunla bekliyorsun, ne hisssedersin diye sormuyorum, ne hissetmezdin ? Mukluluk , cevap o kendine güvenen, geçmişe borcu kalmamış bir gencin, bir bahar sabahı hissettiği mutluluk. İşte hissedemeyeceğin tek his o ve oda senin en büyük kaybın.
Birden kafanda sıralı olan yüzlerce sebeb arasından aklın ve vicdanın yardımıyla, el uzatman ve kalbini kırdığın insanlardan özür dilemen gerektiğini düşünürsün , ama sana bu kararını alırken cehennem acısı çektiren, nefsin pusuda beklemekte, ve sana fısıldayarak; ben bunları biliyorum, yürekleri kin dolu bunların, sen elini uzatsan bile elini havada bırakacaklar, sen onlarla mutlu bir hayatı hayal ederek elini uzattin ama onlar senin hayalini havada bıraktılar artık benimle cehennem misali gecelerin olacak diye tehdit ediyor . Sen ama bütün muhasebenden sonra nefsin ile bir ömür boyu mutlu yaşamak yerine kalbini kırıdığın eski dostun ile bir ömür boyu mutlu yaşamak istiyorsun. Senden sadece kendini eli uzatan adamın yerine koymanı istiyorum, elin şu an havada daha saniyeler geçmemiş, bütün umudunla bekliyorsun, ne hisssedersin diye sormuyorum, ne hissetmezdin ? Mukluluk , cevap o kendine güvenen, geçmişe borcu kalmamış bir gencin, bir bahar sabahı hissettiği mutluluk. İşte hissedemeyeceğin tek his o ve oda senin en büyük kaybın.
Ben 2008'deki Türkiye Ermenistan maçından önce
Türkiye'nin bütün sorunlarının en
baştada Kürt sorununun geldiğini söyledim. Benim için
böyle bir sorun elbette yok benim için
yabancılar sorunuda yok Avusturyada. Sorun
normalleşememek (böyle bir kavram
bulduğun için üzgünüm ama
en uyarı bu). Peki bu pisikolojiden
nasıl kurtulunur ilk önce
elini uzatan adamın eli havada
bırakılmaz, düşmanın bile olsa,
sana el uzatıyorsa adabı-muhaşere gereği
bimukabele ile taltif edilir. Ki sen
insanın niyetini okuyarak hüküm
veremezsin, eğer yapılanda bir eksilik
bir hata olduğunu düşünüyorsan bu ancak karşılıklı konuşarak olabilir bunun
içinde konuşulması gerek,
gerçekten konuşmaktan
bahsediyorum, etten ve kemikten, şöyle çaylı
sohbetli, kahvaltılı yemekli
, birbirmizi tanıyarak
ve güvenerek. 10 yıl önce yapmamaları bir eksikliktir amenna, ama en azından Cumhuriyet
tarihinde Ermenistan'a giden ilk Cumhurbaşkanı Ak partili oldu. Bu açıklamayıda yine başka bir Ak
partili yaptı. Gönül isterdiki ülkenin
ilk başta Sosyal Demokrat, aydın,
modern partisi çıkıp bu
teklifi muhalefette yapsa,
mecliste patetik bir konuşma ile
Kılıçdaroğlu bunu Türk
halkının iradesi olan bu
meclisten talep etse, MHP'de dahil olmak üzere
bütün meclisten bu karar
çıksa, ne güzel olurdu,
bak o zaman buna devrim derler, yani
verdiğin karardan emin olarak değişebilmek. Ama ne yazıkki mecilisteki tablo içler acısı, rezalet ve garabet. İşte bu
ahval ve şerait içinde sana uzatılan
bir el var lütfen havada bırakma.
Gel seninle bir çay
içelim sen nerde istersen.
Malatyada bir kayısı ağacının gölgesinde, yada Erzurumda bir çardakta. Yada Vanadsor 'da ( 1935'e
kadar adı Karakilise imiş) bir nar
bahçesinde. Bana çektiğin acılarını
anlat beraber hüzünlenelim, bak o zaman içimizdeki nefsimize ( Burda
Nefisten kasıt süper-ego dur) karşı
gelebiliriz, eğer beraber
hüzünlenebilirsek acılamıza o zaman empati kurabiliriz. İşte ancak
o zaman eli havada kalan
birini gerçekten anlayabilirz. Bu arada benimde acılarım oldu, hem bunca sene konuşamadığımızdan sana
anlatamadım bunları, hep içimde bir sızı
olarak kaldı, onları yüreğimde
taşımaktan yoruldum, gel beraber
sırtımızdaki yüklerden
kurtulalım. Memleketin her tarafı
usulüne uygun gönülmemiş
mezar kaynıyor. Dersimde, Kürdistanda, Yozgatta Kastamonuda. Neyse bak
konuşulacak ne kadar konu çıktı, eminim şimdi Ermenistan hakkında seninde anlatacağın çok
acı hikayeler vardır, bende
onları dinlemeye geldim, zaman
sınırımız yok, çayımız, yemeğimiz
geliyor, sigaralarımızı yakıp
sohbet edeceğiz. Bak şu konuda
eminim bu sohbet sırasında mutlu olacaksın, tabi bu
arada bende mutlu olacağım, yani win win situation diyorlar.