Barıştan başka yolumuz yok !
Otuz senenin
sonunda bu savaşın kazananı olmadığını anladığımızda
Ellibin insan ölmüştü, biz
yinede olsun bundan sonra analar ağlamasın biz Baldıran zehiri içeriz ama Barış yaparız
dedik. Bende bu yolda
aktif olarak çalıştım sadece anlatıp yazilar yazmadım aynı zamanda
Barışa katkısı olacak insanlarla
görüştüm ve o insanları
tanidigim içinde çok mutluyum.
Şu gelinen aşamada gerçekten çok
üzgünüm, Barışın avuçlarımın arasından kaymasına yüreğim dayanmıyor, hayır
inanmak istemiyorum. Benim icin
Selahattin Demirtaş tek ve rakipsiz muhalefet Lideri oldu, aslında
bizi biraz rehabilite etti, PKK'lıların
aslında o kadar kötü
olmadıklarını gösterdi, ayrıca 2 senedir süren bir ateşkes
havasından sonra ben bile Hakkari'de Wanderung yapmayı düşündüm. Yok
gülmeyin ben hala şu
hayatımda yapacağıma inanıyorum. Şeytanlaştırılmaktan insan sıfatına girerek, eli kanlı teröristten muhalefet partisi
liderine çok keskin bir geçiş.
En sonunda hepimizin arzuladığı hani ortamdaki gergin
havayı rahatlatacak bir siyasetçi. Peki 80 tane millet vekili ile meclise girmiş bir PKK ne yapıyor 2 tane polisin uykuda kafasına sıkıyor. Şimdi yaşanan son olaylar kronolojisine bakarsak, sıramala HDP
yetkilileri içinde gayet açık ve net,
sadece onların gözünde bir
Katlıyam diğeri ise Provokation burda sanki PKK devlet dilini kullanıyor,
öyleya KCK güçlerinin teslim ol çağrısına
ateşle karşılık veren işgal kuvvetleri havanın kararmasından ve arazinin dağlık yapısından yararlanarak kaçar.
Aslinda beni
buraya nasıl gelindiği ilgilendirmiyor, çünki şu an tetiğe
basan insanların hepsinin
kendine açıklayacak haklı sebebleri
var hangisinin hangisinden daha değerli
olduğunu anlamak için ilk
önce ateş etmekten vazgeçmek lazım. Hergün
haber bültenlerini kitleyecek
şekilde saldırılar devam ederse, benim gibi
barış diye bağıran adamlarin
sesleri duyulmayacak. Eğer Demirtaş hain
devletin kalleş planını ifşa
etmeye devam edecekse, bu hain devletin gaddarlığını ispat etmek için,
hani PKK olarak erdemli bir
davranışla, hemde şu anda
Türkiye'nin kuzel Irakı Amerikan
desteği ile bombaladığı bir sırada tek
taraflı Ateşkes ilan etse,
hani savunma yapmasa, silah bıraksa, ve böylece TC devletini
hem iç politikada hemde dış
poltikada Ateşkese zorlasa nasil
olur. Böyle bir mücadele devam etse, kaç kişi ölür ? Bu şekilde meşru
savunma yapmaya devam ettiği
müddetçe karşındaki devlette
ona ayni şekilde karşılık
verecek, ve biz son 30 yıldır
yaşadığımız bir kabusu
yaşamaya devam edeceğiz. Hayır
bu sefer öyle
olmayacak, hiç merak etmeyin, ben
burda oturup kehanet yapmaya kalkışmayacağım, çok
yakında halkın bu olaylar
hakkında ne düşündüğünü öğreneceğiz. Şimdi bu barışı bozup savaş çıkaranların sebebleri hakkında tartışmayalım, bu barışı nasıl getireceğiz
onun hakkında tartışalım, bunun
içinde ilk olarak, silahların bir
susması lazım. Ben Kürtlerin bağımsız bir devleti olmalarını canı
gönülden destekliyorum, ama bunu yaparken
Siyasetin imkanlarını bitirmeden silaha sarılırlarsa , bu
barış gecikir, buda
Türkiye'de ve dış temsilciliklerde yaşayan insanları üzer. Bence barış diline tekrar geri dönelim,
ben PKK sempatizanı olan
dostlarımı şeytanlaştırmayacağım, çünki
inanıyorum ki biz çok kısa bir
süre sonra yine oturup barış sürecini konuşacağız.
Gazeteleri
okuyunca üç aşağı beş yukarı tahmin ediyorum, kimin ne
nasıl gördüğünü, gazeteler gazetecilikten başka herşeyi
yaptıkları için anlaşılıyor, zaten
artık hiçbir gazeteci özgür basından bahsetmiyor, tek soru yandaş
mısın? Yoksa candaş mısın? Ne kadar iğrenç
değil mi ? Şu ortamda barış
yapmaya kalkıyoruz. Elimizdeki malzeme bu
bu durum ne yazık ki Avusturya'da
da farklı değil ama mesele sadece basın
dünyasının içine düştüğü
drama ile açıklanamaz. Sonuçta
kendisini basın tarafından kullandırmak
istemeyen birileri vardır bu
dünyada. Lütfen hemde böyle zor ve
acı geçen bir zamanda ateşe körükle girmeyelim. Madem barış
için bir şey söyleyemiyoruz o zaman savaş çığırtkanlığı
yapmayalım. Ama herşeyden önemlisi
düşmanınız bile olsa onu asla şeytanlaştırmayın , belki
durum değişir dost olursun
o zaman sen utanırsın kendinden, yada etrafına korku saçan inatçı
ihtiyar bir bunak olursun.
Triumph des Osnabrücker und Nürnberger Friedens, allegorische Darstellung des Religionsfriedens, 1649