Türk Politikacıları Nasıl Olmalı ?
En son yazımda Avusturya'da ki olan duruma dair bir analiz yaptım, ve farklı yerlerden tepkiler geldi ( bu gelen tepkilerin içinde Birol Kılıç yok onunla olan muhabbetimize ara verdik). Ben Avusturya siyasetinde şimdiye kadar yapmış olduğum şahsi tecrübelerimi hiç bir bilimsellik iddası olmadan ifade etmeye çalıştım. Adayların hepsini değil yanlızca yakından tanıdıklarımı analizime konu ettim ki, sonradan yalan yanlış yazmayayım, kimseye mahçup olmayayım. İsmini andıgım kişiler ile şahsen tanışmışlığım, ve muhabbetim var . Alev Korun'un en çok anlatılan politikacı olması ne yazık ki hem gerçek hemde acı. Gerçek çünki Alev Korun gerçekten Türk kökenli siyasetçilerin içinde en aktif ve tutarlı olanı. Bunun yaninda ama Efganı Dönmez'in temsil ettiği diğer uç nokta o kadar düşük seviyedeki türklere, ve islama hakaret etmemek erdem sayılıyor. Bundan dolayıda Alev Korun türkleri ve islami aşağılamadığı için tutarlı bir politikacı oluyor. Ben yazının sonunda üç tercihte bulumdum, aslında üç adayında seçilebileceğini söyledim, ama sadece aday olarak, ne yazıkki Avusturya da sağından soluna seçilebilecek hiç bir siyasi parti yok. Ben eğer seçime gidersem sadece aday isimlerini seçip yazacağım, ve parti kısmını boş bırakacağım.
Bende durum hakindaki tespitimin, amacına ulaşmadığına karar verdim, ve bu yazımda olan durumu değilde olması gereken durumu yazmaya karar verdim. Aslında bence ilk önce olan durumu anlamak gerekir ki olması gereken hali düşünebilsin insan. Bunun yanında Futurizm, yada Ütopia yada edebiyatta Robinsonad dedikleri eserler, olması gereken ile olasılık arasında bir yeri anlatırlar. Bende bu yazımda hiç bir şahsi analize gerek kalmadan, olmasını istediğimiz siyasetçiyi tarif etmek istedim. Soru biz nasıl bir siyasetçi istiyoruz? Bu soruya ama hem doğruluyarak (posisyon) hemde yanlışlayarak ( negasyon) cevap verebiliriz. Yani nasıl bir siyasetçi istediğimiz şey aslında nasıl bir siyasetçi istemediğmizdir. Buna Şimdi ben nasıl bir siyasetçi istiyoruz sorusuna doğrulayıcı bir yaklaşımla cevap vermek istemiyorum , çünki erdem, akıl, vicdan, ahlak gibi kulağa çok hoş gelen ama siyasetçi tarafında içi dolduralamayan kavramlar sıralamak istemiyorum. Burda bence en önemli cevap nasıl bir siyasetçi istemediğimizdir? Eğer siyasetçi türkleri ve müslümanları bir seçmen olarak görüyorsa, ilk önce kendi toplumundan utanmamalı. Bu utanma durumunu biraz daha açayım. Türklerin ve müslümanların dillerinden, kıyafetlerinden, dininden, adetlerinden, yani onları onlar yapan özelliklerden toplum önünde rahatsız olmamalı, ve mümkünse bu gibi konuları aşağılamamalı. Eğer bunu yapamıyorsa sadece susmalı hiç bir beyanda bulunmamalı , bizde bunda dolayı onu adam zannetmeliyiz. İkinci olarak, yaptığı siyaset seçmenlerinin taleplerini siyasete taşıyan bir amacı olması lazım, yoksa siyasi partilerinin siyasi uzantıları olmasınlar lütfen ,yani uzun lafın kısası, bizi dinlendirmek yerine biraz bizi dinlesinler. Seçmen ne istiyor ne istemiyor onu iyice anlasınlar. Bunun içinde öyle pahalı Anketlere, eğitici gazete yazılarına gerek yok. En yakın akraba ve arkadaş çevresinden başlasınlar, insanlarla konuşsunlar, bunu yaparkende konuştukları kadar insanları dinlesinler( insaları dinlemekten kastım, başarı dilekleri duymak değil).
Geleceğin siyasetçileri, bizim Avusturya toplumunda temsilcilerimiz olacaklarsa, bizim ile ilgili, yanlış bilgiler, önyargılar, iftiralar, haksız suçlamalar ile doğru bir şekilde ifade etmeli. Ne yazıkki şimdiye kadar yaşadığımız Trük siyasetçi tecrübesi,bize bunun tam tersini gösterdi . Ne yazıkki Avusturya toplumunda, medyasında ve siyasetinde türkler ve müslümanlar bir sorun olarak sürekli tartışıldı. Sürekli kimlik üzerinden siyaset yapıldı, genetik geri kalmışlık, iş hayatında sadece yardımcı işçi olabilen, az eğitimli, bunun sebebide oriental arkaik inançları olan, bir sorun gurubu olarak algılandı. Bu zaten Avusturyalıların bizim üzerimizdeki algısı , biz zaten bunu değiştirmek, yani Avusturya toplumuna tam integre olmak istiyoruz, sorun Avusturya'lılar bizim integre olmamızı istemiyor, bunuda hem eğitim sisteminde hem medyada hemde siyasette , sürekli yeni şartlara uyum sağlayarak devam ettiriyor. İşin daha korkunç tarifa aziz dostlarım, bu yapılan ırkçı siyaseti daha inandırıcı göstermek için şimdiye kadar sadece içimizden kendi düşüncelerini kabul eden siyasetçiler seçtiler. İşte artık tamda bunun değişmesi lazım. Toplumda yaşayan bir gurubun yada inanışın, genel olarak aşağılanması sıradan bir olay olmamalı, bu şekilde toplum olmanın gereği olan, kadim insanı kodexler, yani toplumsal dayanışma tahrip edilmiş oluyor.
Türk siyasetçilerine kendi partilerinin yabancılar politikasını sorduğumda , en fazla bana bu konuda partisi ile aynı görüşte olmadığını söylebildiler. Benim için bu cevap, hala neden benim o adayı seçmem gerektiği hususunda tatmin edici değil. Ben yazının ilk başında üç aday tavsiye etttim, ama şunuda hemen belirtmek isteyim, bu üç aday ben eğer pazar günü seçime gidersem bir seçenek olacak. Yani beni hala hiç bir aday seçime gitmem gerektiği hususunda ikna edebilmiş değil. Lütfen kimse beni yanlış anlamasın. Bu yazdıklarım siyasi bir tespit olarak algılasınlar, ve seçmene ilk önce seçime gitmesi için ikna etsinler sonrada neden kendilerini seçmeleri gerektiği hususunda ikna etsinler.
Bu Blog benim yazılarım için hazırlandı, öyle büyük beklentileri olan arkadaşlar gelmeseler de olur. Kendi halimizce bizde düşünmek, anlamak ve yazmak istedik.
Abonnieren
Kommentare zum Post (Atom)
Meine Forderungen für die Gemeinderatswahl 2020 Wien
Meine Forderungen für die Gemeinderatswahl 2020 Wien 1- Für alle Wiener Schulen 2 Wochenstunden Angebot: Empathie, soziale Verantwortung ...
-
Kumardan nasıl kurtulunur? Bu başlığı atmamın sebebi bundan önceki yazıl ile çelişkiye düşmemek içindir. Bundan öncek...
-
Uber und Sklaverei 4.0 Ich bin Taxilenker und Opfer einer neuen Ära, die sich "Digitalisierung" nennt, im Grunde genommen ist ...
Keine Kommentare:
Kommentar veröffentlichen