Dienstag, 30. Juli 2013

Neden Türk-Kökenli Politikacılar , Türklerin sorunlarını görmek yerine, Türkleri bir sorun olarak görürler?

Neden Türk-Kökenli Politikacılar , Türklerin sorunlarını  görmek  yerine, Türkleri  bir sorun  olarak görürler?

Bölye  uzun bir başlık yazdığım için özür dilerim, ama  ne yazıkki konuyu başka türlü açamazdım. Şimdi soruyu  gayet açık  bir şekilde sorarsak, alacağımız cevapta aynı  açıklıkta  olacak. Şimdiye  kadar  hangi Türk politkacının seçilebilir bir sıradan, hangi partiden aday olması  gerektiğini konuştuk. Birde  baktık ki seçilen adaylar da türklerden pek memnun değiller. Şimdi şunu  itiraf etmek istiyorum; tanıdığım Türk siyasetçilerin içinde bir tek Alev Korun  islama  ve  türklere  sorun  gözüyle bakmadı. Ne yazık ki kendi partisinden başka bir Türk  politikacı, Alev'in her kurtarmak istediği  mülteciye karşı 5000 tanesini birden postalamak istedi. Bir yere kadar  İslamofobi'yi hazmedebilen Yeşiller bu  Nazi  fantazisini çok  abartılı buldular. Bundan sonra Efgani Dönmez'in  pek bir şey  konuşacağını sanmıyorum, ama  bunu  önümüzdeki yıllarada  kendimiz  bizzat göreceğiz.
Karşımıza  çıkarılan Türk siyasetçilerin her biri bir birinden mümtaz şahsiyetler. İçlerinde  çok yeni olanda var eskiden  beri  tanıdıklarımızda. Ben hepsini  tek tek  analiz etmek istemiyorum ama gözüme çarpanları  birkaç nokta ile belirtmek istiyorum. Nurten Yılmaz'ın  kendisi ile tanışmam  4 sene önce Alev, Şirvan  ve kendisinin  konuştuğu bir Podiumdiskussion 'da oldu. O zaman ile günümüze kadar siyasi olarak pek değiştiklerini  sanmıyorum, ama  Nurten Ak parti hükümeti ile uyuşamayacağını  özellikle belirterek,  hem kendi  seçmenine  hemde  SPÖ kanadına mesaj  veriyor. Zaten anladığım kadarıyla Nurten kendisini  göçmen  bir politkacı  yerine  uzun süredir SPÖ de çalışan  bir politikacı gibi görüyor, zaten Endişeli-Modern kaygıları Avusturya'daki müslümanlara bakışını gösteriyor. Şirvan Ekici, onuda eskilerden  tanırız, yükselen kariyeri belediye meclisi üyeliğinden, sonra bitince  uzun bir zaman  kendisinden haber alamadık ama  anlaşılıyor ki seçim  hazırlıkları  yapmış. En son hatıladığım da  kendi  sayfasında Häupl için yazdığı  bir Stellungname  vardı, orda Häupli camilerdeki siyasal islama karşı uyarıyordu. Şimdi de farklı bir yerde olduğuna  inanmıyorum,  çünki kendisinin  çabası burdaki türkleri temsil etmekten ziyade  ÖVP içinde tercih edilebilir  bir Türk olmak. Avustrya'daki  türkler biraz köylü kalıyorlar Şirvanın yanında. Alev  Korun,  bütün Türk siyasetçileri içinde  en tutarlı  olanı. Şimdiye kadar hiç bir yerde ne  türkleri nede islamı bir  sorun  olarak gördü. Üzerine  "Dont Panic I m Islamic"  tişörtü  giyen  tek Türk siyasetçidir. Kendisinin dini hassatiyeti beni ilgilendirmez,  inancıda beni ilgilendirmez,  herkezin  inancı  ve dini kendine ama aleni olarak kimse  başka bir inancı  yada kültürü topyekün suçlu yada eksik  gösteremez buna  ırkçılık denir, her ne şekilde olursa olsun. Ayrıca Alev'in Gezi eylemine  katılmasını,  benimde Viyanda ki  yürüyüşe katılmam kadar demokratik bir hak olarak  görüyorum,  ama kimse kimseyi bir yere yollamasın sonunda. Ayrıca Alev  benim bildiğim  Mülteciler ile  ilgilelen  tek Türk siyasetçi, bugün Rossauer Kaserne'nin önünde  sınır dışı edilen  pakistanlı müslüman mülteciler için  gösteriye katılan bir  insan.  Ne yazık ki Avusturya daki  diger Müslüman ve Türk siyasetçilerinde de bekleyeceğimiz  bir davranış  iken , bunu dini inancını  hiç öne çıkarmayan başka bir  Türk siyasetçi yapıyor.  Ben nerden  mi bilyiorum, o mültecileri?  Onlar bütün  kış, Votiv kilisesini işgal eden, dışarda soğukta yatan  mülteciler,   hiç bir suçları , günahları  yok, tek suçları  Avusturya da  buluyor olmak, onlarda bizim gibi  sıcak evlerde, karınları  doyasıya kadar yemek istiyorlar, korkmadan endişe etmeden, bir aile  kurmak istiyorlar,  işin  ironik  tarafıda  hepsi müslüman olan bu mültecilere Katolik kilisesi yardım ediyor,  ve şimdi de İçişleri Bakanlığı sınır dışı etmeye kalkıyor. Bu anlattıklarım,  Avustrya ya  gelen bazı Türklerin kaderlerine ne kadar benziyor değil mi? İşte burda  müslümanlara düşen,  bu  mültecilere yardım etmek, maddi  ve manevi olarak. Kuran da Allah Duha Süresi 6. ayetinde : "O, seni yetim bulup barındırmadı mı? diyor. Bizim de  o mültecilere ,o  gözle bakmamız lazım.
Bunun yanında Alev Korun'un  partisinde  bir sorun var. Yok sorun  partisinin Eşcinsel evliliğe  olumlu bakması  değil. Avusturya da yaşan  türkler  yaşadıkları  topluma çoktandır uyum sağladılar ama  Avusturya'lılar buna  uyum sağlayamadı. Avusturya'da  hiç bir türkün  kimsenin evlilik  bicimene  kaşı olduğunu  duymadım, hatta  ironik bir şekilde Avustruya'da devlet  türklerin  kiminle evleneceklerine karşıtığını biliyorum. Türkiye'den  teyzenin kızını sevdiysen vay haline. Esrarın serbest bırakılması mı ?  Yok ada değil, türklerin esrarla bir sorunları  yok. Sorun  Yeşillerin İslamofob  olmaları. Kendileri  Hümanist,  Liberal Çevreci  ama aynı zaman da İslamofoblar. Ne yazıkki , bu sorun sadece  Yeşillerin değil, sadece Avusturya'nin değil  bütün Avrupanın ( İngiltere hariç) sorunu. Yeşiller aslında  Efgani Dönmez sürekli çıkıp, dini oteriter bilgisi ile,  olur  olmaza yorum yapmasa  göze batmayacak. Sonuçta Yeşiller üzerlerinde  "Lass mich nicht mit diesen NAZİ allein Mustafa" yazan tişörtler taşıdılar senelerce.  Yani  temelde  onlar Mustafa'dan  rahatsız değiller, sorun Avusturya'daki Eğitim, Medya ve Siyaset üçlüsü ile, yürütülen sistematik ırkçılıktır.

Mustafa İçsel arkdaşın siyasi projesini hala anlayamadım,  inşallah  bir gün bende anlarım ve  üzerine birşey yazarım. Bu listede yeni olan iki kişi var Resul Ekrem Gönültaş ve Hasan Vural. Bu iki  arkadaş gerçekten göçmen  kökenli  adaylar , yani  kendileri buraya ya işçi olarak  gelmişler yada aileleri. İkisininde  dayandığı  gerçek bir  Türk kitlesi var. Resul Ekrem Gönültaş Avusturya'da  birçok cami  ve derneğin desteğini almış biri, arkasında  bir kitle var. Hasan Vural da yeni  bir yüz daha denenmemiş, eskimemiş. Hasan Vural da Viyana'da yaşayan en büyük  Türk azınlık Yozgat'lı olmasi ve  arkasında  iyi bir ekip bulunması hasebi ile,  şansı olan biri. İşin en büyük  talihsizliği ise bu iki  yeni arkadaşın partilerinin, Avusturya'daki  en berbat yabancılar kanununu  2009  yılında çıkarmış olması. Çıkardıkları kanunu  Anayasa Mahkemesi  ve Avrupa Yüksek Mahkemesi o kadar çok iptal ettiki, şimdi elimizde kimsenin tam  olarak bilemediği  bir kanunlar yığını kaldı. Devlet dairelerinde memurun inisiyatifine kaldı her göçmen. Ben Avusturya vatandaşıyım çoktandır Vize almak diye bir çilem yok, ama en son  hatırladığım Vize almak için 6 aylık bebeğin, kredi borcu olup olmadığı için  bir belge alması  gerekiyordu. Olur mu  böyle  kepazelik?  Ben en son gittiğimde  gördüğüm manzara, Avusturya'da yaşayan bir kesimi sırf başka bir kesime  istihdam sağlasın diye,  kanun çıkarmışlar. Bence  bundan sonra  Türk siyasetçilerden seküler din  eleştrileri  yerine, Vize almak için kredi kurumundan temiz kağıdı almak zorunda kalan  bebekler için söz alsınlar. Sonuçta  Avusturya'da yaşayan türklerin sorunu camilerinin yerin altında olması  değil, yada deve çobanlarının imam ve  öğretmen olmasida değil. Altı kişilik  bir ailenin  vizelerinin alınması  sorunu. Birde  çocuk küçük ise, izin zamanı  gemiş ise, zaten  hayatın  zorlukları seni  yormuşken, birde  sana Vize diye  bir  zorluk çıkarıyorlar. işte asıl bununla  uğraşsa Efgani Dönmez  bir arpa boyu yol alacağız.

Ben oyumu  tercihli olarak  Alev Koruna  verirdim, parti olarak da  istediğim partiye. Avusturyadaki  seçim sistemi buna  uygun , aynı  anda hem partiyi  seçebilyorsun, hemde  tercihli oyla ( yani  vekilin adını  yazarak ) kişiyi seçebiliyorsun. Resul Ekrem Gönültaş da  iyi  bir tercih,  bunun yanında , en sonunda bizden biri  meclise girecek,  hemde alnının teriyle. Kendisi Avustruya  milletvekilliğinden aday, yani  Avusturya  genelinde alacağı tercihli oyla seçilebiliyor, ve  şansıda gayet açık. Tabi  birileri  partiden  listeye girerse o kadar uğraşmasına gerek yok, ama onada seçmen  olarak gidip hesap sorman zor, sonuçta onu sen seçmedin, sana  parti seç diye  takdim etti. Hasan Vural siyasette  çok yeni bir yüz. Oda  göçmen toplumundan geliyor, yani  burdaki  sorunları  yaşamış birisi. Sırf türkleri  sorun  olarak görmediği için seçilmesi  gerekir.  Bence  bu  seçimin esas motifi,  bizden  utanan vekiller mi ? yoksa  utanmayan vekiller mi ? Olmalı.

Keine Kommentare:

Kommentar veröffentlichen

Meine Forderungen für die Gemeinderatswahl 2020 Wien

Meine Forderungen für die Gemeinderatswahl  2020 Wien  1- Für alle Wiener Schulen 2 Wochenstunden Angebot: Empathie,  soziale Verantwortung ...