Sonntag, 3. November 2013

Kimin Allah'ı daha büyük ?



Kimin Allah'ı daha büyük ?


Değerli dostlarım, islamı yüreklerinde bir sevda  gibi taşıyan arkadaşlarım, beni tanıyan  ve tanımayan hiçkimse  kırılmasın. Bende  hayatımı bilimin, felsefenin ve tarihin  içinde  aradım. Sadece mensubu olduğuma inandığım dinim islamı değil, başta  hıristiyanlık olmak üzere, değişik dinleride araştırdım, okudum. Allahın felsefi  bir zorunluluk olduğunu öğrendim. Antik çağlardan  buyana kalplerinde sızı vicdanlarında endişe olan insanların, Allahı anlamak için gösterdikleri  gayrete şahit  oldum. Xesenophanes ilk tek tanrı önermesini yaptığında, sonradan hem Anzelm  hemde  Gazali bu  önermeyi, felsefe kitaplarının içine alacaklardır. Hele Politin'in Eneadları mükemmel edebi eserlerdir. Aziz Augustin ve  İbni  Sina bu  temeller  üzerine  kendi teolojik açıklamalarını yapacaklar. Modernite başlamadan önce bilinen ve yapılan  en büyük  mimari  eserler  Katedraller ve Kiliseler oldu. Bu  mimarı  eserlerde dikkat edilen husus  ise,  hiçbir  Kilisenin Tevratta yazan  Süleyman  Mabedinden daha büyük  olamayacağı görüşü idi. Yapılan  Kiliseler hangisi  daha büyük  olacak  beklentisi  olmadan yapılıyor, çünki hiçbir mabed Süleymanın  tapınağından;   ki  o  gökyüzündeki  tapınağın timsalidir, ve  Allahın  emri ile, Hiram ustaya yaptırılmıştır. Yani şimdi  Viyana'da yanlarından geçtiğimiz, Romanik, Gotik ve Barok Kiliseleri bir tevazunun eseri. Benim  Osmanlı dönemi  Mekke  fotoğraflarından  hatırladığım,  Kabe'nin fotoğrafta en büyük yapı olarak görülmesi, ama  bu resimde  ne yazık ki,  gördüğüm şey, kimin veya neyin  o şehirde  Allah  olduğu, en azından ortadaki küçücük, kara taşın Allahı,  tepesinden  bakan, üzerinde saat olan yapının Allahında  bayağı  güçsüz,  oysa biz  herşeyden  büyük bir Allaha  inanmıştık, yoksa  bizim  haberimiz  olmadan, yeni  bir  mesaj  geldide, biz  peygamber  zamanında mı kaldık ? Şimdi  bu  fotoğrafa bakıp  size  Seyyid Kutup'tan yada Ali Şeriati'den  bahsetmeyeceğim, bizzat Foucault  üzerinden analiz edeceğim, şimdi  bu  fotoğraftaki Diskurs'ta acaba baskın  olan  faktör ne? Yani  resme  bakınca ilk  neyi görüyorsun, yani  resmin hacmini hangi obje  kaplıyor sorusu? İşte resme anlamını veren odur.  Burda kabaca bir Diskurs analizi  yaptık,  yani  ben  her nekadar peygamber efendimizin,  zamanında takılı kalmış olsamda,  Mekke ahalisi şu  sıralar, kendilerine hem yeni bir  Peygamber  hemde yeni  bir  İlah bulmuşlar, orası hala darül harp mi yoksa değil mi ?  Onun cevabınıda Cübbeli  Ahmet  Hocam versin. Peygamber efendimiz,  güzel ahlakın simgesiydi, biz onu  tevazusu ve merhameti ile tanıdık, hiç birimiz  o zamanlarda yaşamadık, hiç birimiz  arapça bile bilmiyorduk, ama bize anlatılan bir insan  vardı, Allah'tan başka  herşeyin yüceltildiği, bir cahiliye döneminde yaşamış biri,  ve  böyle bir ortamda emin kalabilmiş biri. Biz sadece  peygamberimizi  değil onun dostlarınıda birer  yıldız olarak  gördük. 


Ben çocukken Kırşehirde hacı uğurlama  ve karşılama denen bir adet  vardı. Hacca gitmek çok  değerli  ve anlamlı  bir olaydı. Hacca  gitmeden önce  helalleşilir,  eski hesaplar kapatılır, ve Allahtan mağfiret dilemeye gidilir, bundan sonrasını Ali Şeriatı  benden çok daha  iyi  anlatıyor, isteyenler  ordan devam etsin. Bu  resimde  görülen, o  insanlık suçu  işleyen,  üzerinde saat  olan, çirkin yapı varya,  onun  hemen  ortadan  kaldırılması lazım. Bunu neden mi  söylüyorum, senin için değil, biliyorum sende  benim gibi Mekke'yi düşüncende hep kutsal bir yer olarak hatırladın,  Mekke senin için her  Ramazanda  sürekli tekrarlanan  Cağrı  filminden  hatırlıyorsun, hani Antony Quenn Hz. Hamza'yı  oynamıştı, çöl aslanı, işte  o Mekke yok,  Hz. Hamza'nın  yaşadığı  Mekke'de  en büyük yapı Kabe idi, ve  kavga  Kabe'ye hakim  olma kavgası idi, tabiki Allahın yardımıyla mücadeleyi  Peygamber efendimiz kazandı, ve onun yolundan giden inananların sayesinde bize  kadar geldi. Ama  sen  oğluna  ne anlatacaksın ? Mekke'yi,  islamı  anlatırken,  oğlunun  gözlerinin  içine  bakarak, ve inanarak bu  resimdeki  küçük siyah karenin  Allahın evi olduğunu mu  anlatacaksın? Oğlunun  senin ağzına  baktığı  çocukluk yaşını geçtiğini  farzet yani  19 yaşına  geldi, facebook ta twitter de  sende  çok ve çeşitli  çevresi olan  oğlunu  innadirabileceğini mi  düşünüyorsun? Neyse  sen senden sorumlusun  oğluna  tebliğ edersin , herkezin buluğ çağına erince kendi mükellefiyeti başlar, ondan sonra herkez kendi  bacağından. Ben  kendim Çağrı  filmi izlemeye devam edeceğim bence şahane epik bir eser,  ve sinema  tarihinde  hala müslümanlar tarafından yapılmış bir  benzeri yok,Allah Mustafa Aqqad dan razı olsun,  kurgu ve  oyunculuk,  Fetih 1453  filminden bile  çok  iyi. 


Mekke beni ben yapan birçok ahlaki değer ve yargınınmerhamet ve adaletin, sembolü olmaya devam edecek, Hz  Ali'nin  kahramanlıkları beni hala  etkileyecek. Sadece benim  oğlum, bu resme  bakıp  benim hissettiklerimi  hissetmeyecek, çünki sen  ona filmi izletsen bile  google dan arayınca  karşına  bu fotoğraf çıkacak,  ve izlediği film ona  bir eski  tarih filmi olarak  gelecek. Bana  düşen ise, en azından oğlum ile bu konu hakkında  tartışmamak. Bana  sorarsanız ben şu  resmi görünce Hacca gitmekten  vazgeçtim. Bu  sadece  benim için geçerli olan bir karardır, kararımda Haccın  olmadığı için değil, sadece suan  bir anlamı olmadığı içindir. İnşallah en kısa zamanda o  topraklar  Darül İslam  olur,  hep beraber  o  çirkin yapıyı, ortadan kaldırırız.  Ondan sonra bir kanun  çıkarır, ve  Mekke'de  Kabe'den  daha yüksek bina yapılmasını yasaklarız. İşte  o zaman gitmek isterim, Çağrı  filminde gördüğüm sahnelere gitmek istiyorum, işte şurda Hendek  savaşındakalma  kalıntılar, burda da  peygamber  efendimiz dönemine  ayıt yapılar,  hepsi  koruma altında, Mekke'nin  hemen dışında da  Osmanlı  döneminden kalma  kaleyi  ziyaret etmek isterdim. Size acaba Peygamber efendimiz  mekkeye gelse,  ne olur diye  sormuyorum, ama sizce bu  çılgınlığa bir dur demek,  her  müslümana borç değil mi ? 


Keine Kommentare:

Kommentar veröffentlichen

Meine Forderungen für die Gemeinderatswahl 2020 Wien

Meine Forderungen für die Gemeinderatswahl  2020 Wien  1- Für alle Wiener Schulen 2 Wochenstunden Angebot: Empathie,  soziale Verantwortung ...