Kimin Allah'ı daha büyük ?
Değerli dostlarım, islamı yüreklerinde bir
sevda gibi taşıyan arkadaşlarım, beni
tanıyan ve tanımayan hiçkimse kırılmasın. Bende hayatımı bilimin, felsefenin ve tarihin içinde
aradım. Sadece mensubu olduğuma inandığım dinim islamı değil, başta hıristiyanlık olmak üzere, değişik dinleride
araştırdım, okudum. Allahın felsefi bir
zorunluluk olduğunu öğrendim. Antik çağlardan
buyana kalplerinde sızı vicdanlarında endişe olan insanların, Allahı
anlamak için gösterdikleri gayrete
şahit oldum. Xesenophanes ilk tek tanrı
önermesini yaptığında, sonradan hem Anzelm
hemde Gazali bu önermeyi, felsefe kitaplarının içine
alacaklardır. Hele Politin'in Eneadları mükemmel edebi eserlerdir. Aziz Augustin
ve İbni
Sina bu temeller üzerine
kendi teolojik açıklamalarını yapacaklar. Modernite başlamadan önce
bilinen ve yapılan en büyük mimari
eserler Katedraller ve Kiliseler
oldu. Bu mimarı eserlerde dikkat edilen husus ise,
hiçbir Kilisenin Tevratta
yazan Süleyman Mabedinden daha büyük olamayacağı görüşü idi. Yapılan Kiliseler hangisi daha büyük
olacak beklentisi olmadan yapılıyor, çünki hiçbir mabed
Süleymanın tapınağından; ki
o gökyüzündeki tapınağın timsalidir, ve Allahın
emri ile, Hiram ustaya yaptırılmıştır. Yani şimdi Viyana'da yanlarından geçtiğimiz, Romanik,
Gotik ve Barok Kiliseleri bir tevazunun eseri. Benim Osmanlı dönemi Mekke
fotoğraflarından
hatırladığım, Kabe'nin fotoğrafta
en büyük yapı olarak görülmesi, ama bu
resimde ne yazık ki, gördüğüm şey, kimin veya neyin o şehirde
Allah olduğu, en azından ortadaki
küçücük, kara taşın Allahı,
tepesinden bakan, üzerinde saat
olan yapının Allahında bayağı güçsüz,
oysa biz herşeyden büyük bir Allaha inanmıştık, yoksa bizim
haberimiz olmadan, yeni bir
mesaj geldide, biz peygamber
zamanında mı kaldık ? Şimdi
bu fotoğrafa bakıp size
Seyyid Kutup'tan yada Ali Şeriati'den
bahsetmeyeceğim, bizzat Foucault
üzerinden analiz edeceğim, şimdi
bu fotoğraftaki Diskurs'ta acaba
baskın olan faktör ne? Yani resme
bakınca ilk neyi görüyorsun,
yani resmin hacmini hangi obje kaplıyor sorusu? İşte resme anlamını veren
odur. Burda kabaca bir Diskurs
analizi yaptık, yani
ben her nekadar peygamber
efendimizin, zamanında takılı kalmış
olsamda, Mekke ahalisi şu sıralar, kendilerine hem yeni bir Peygamber
hemde yeni bir İlah bulmuşlar, orası hala darül harp mi yoksa
değil mi ? Onun cevabınıda Cübbeli Ahmet
Hocam versin. Peygamber efendimiz,
güzel ahlakın simgesiydi, biz onu
tevazusu ve merhameti ile tanıdık, hiç birimiz o zamanlarda yaşamadık, hiç birimiz arapça bile bilmiyorduk, ama bize anlatılan
bir insan vardı, Allah'tan başka herşeyin yüceltildiği, bir cahiliye döneminde
yaşamış biri, ve böyle bir ortamda emin kalabilmiş biri. Biz
sadece peygamberimizi değil onun dostlarınıda birer yıldız olarak
gördük.
Ben çocukken Kırşehirde hacı uğurlama ve karşılama denen bir adet vardı. Hacca gitmek çok değerli
ve anlamlı bir olaydı. Hacca gitmeden önce
helalleşilir, eski hesaplar
kapatılır, ve Allahtan mağfiret dilemeye gidilir, bundan sonrasını Ali
Şeriatı benden çok daha iyi anlatıyor, isteyenler ordan devam
etsin. Bu resimde görülen, o
insanlık suçu işleyen, üzerinde saat
olan, çirkin yapı varya,
onun hemen ortadan
kaldırılması lazım. Bunu neden mi
söylüyorum, senin için değil, biliyorum sende benim gibi Mekke'yi düşüncende hep kutsal bir
yer olarak hatırladın, Mekke senin için
her Ramazanda sürekli tekrarlanan Cağrı
filminden hatırlıyorsun, hani
Antony Quenn Hz. Hamza'yı oynamıştı, çöl
aslanı, işte o Mekke yok, Hz. Hamza'nın
yaşadığı Mekke'de en büyük yapı Kabe idi, ve kavga
Kabe'ye hakim olma kavgası idi,
tabiki Allahın yardımıyla mücadeleyi
Peygamber efendimiz kazandı, ve onun yolundan giden inananların
sayesinde bize kadar geldi. Ama sen
oğluna ne anlatacaksın ?
Mekke'yi, islamı anlatırken,
oğlunun gözlerinin içine
bakarak, ve inanarak bu
resimdeki küçük siyah
karenin Allahın evi olduğunu mu anlatacaksın? Oğlunun senin ağzına
baktığı çocukluk yaşını geçtiğini farzet yani
19 yaşına geldi, facebook ta
twitter de sende çok ve çeşitli çevresi olan
oğlunu innadirabileceğini mi düşünüyorsun? Neyse sen senden sorumlusun oğluna
tebliğ edersin , herkezin buluğ çağına erince kendi mükellefiyeti
başlar, ondan sonra herkez kendi
bacağından. Ben kendim Çağrı filmi izlemeye devam edeceğim bence şahane
epik bir eser, ve sinema tarihinde
hala müslümanlar tarafından yapılmış bir
benzeri yok,Allah Mustafa Aqqad dan razı olsun, kurgu ve
oyunculuk, Fetih 1453 filminden bile çok
iyi.
Mekke beni ben yapan birçok ahlaki değer ve yargının, merhamet ve adaletin, sembolü olmaya devam
edecek, Hz Ali'nin kahramanlıkları beni hala etkileyecek. Sadece benim oğlum, bu resme bakıp
benim hissettiklerimi hissetmeyecek,
çünki sen ona filmi izletsen bile google dan arayınca karşına
bu fotoğraf çıkacak, ve izlediği
film ona bir eski tarih filmi olarak gelecek. Bana
düşen ise, en azından oğlum ile bu konu hakkında tartışmamak. Bana sorarsanız ben şu resmi görünce Hacca gitmekten vazgeçtim. Bu
sadece benim için geçerli olan
bir karardır, kararımda Haccın olmadığı
için değil, sadece suan bir anlamı
olmadığı içindir. İnşallah en kısa zamanda o
topraklar Darül İslam olur,
hep beraber o çirkin yapıyı, ortadan kaldırırız. Ondan sonra bir kanun çıkarır, ve
Mekke'de Kabe'den daha yüksek bina yapılmasını yasaklarız.
İşte o zaman gitmek isterim, Çağrı filminde gördüğüm sahnelere gitmek istiyorum,
işte şurda Hendek savaşından kalma
kalıntılar, burda da peygamber efendimiz dönemine ayıt yapılar,
hepsi koruma altında, Mekke'nin hemen dışında da Osmanlı
döneminden kalma kaleyi ziyaret etmek isterdim. Size acaba Peygamber
efendimiz mekkeye gelse, ne olur diye
sormuyorum, ama sizce bu
çılgınlığa bir dur demek,
her müslümana borç değil mi ?
Keine Kommentare:
Kommentar veröffentlichen