Evde Kalmış Erkeklere Bülent Arınç Öğütleri
Bugün Bülent Arınc'in röportajını
dinledim, bende Bülent Arınc'in tarif ettiği
erkek tipinin Türkiye'de
BÜTÜN kadınlar tarafından özlemi
çekilen erkek olduğunu
farkettim. Bu erkek
biraz Kadir Inanır'a benziyor ama
biraz daha muhafazakar, yani Cuma'ya
gidiyor Oruç tutuyor. Zannedersem kadınların
kızdığı yer Arınc'in
ideal erkeği değil,
bu ideal erkeği bulacak
kadın tasvirinde ulu orta kahkaha
atan kadın yok. Yani diyor ki
sevgili hanımlar, bütün
istatiksel araştırmalar
kadınların kendilerini
seven, dürüst ve sadık
kocalar dilediklerini söylüyor. Bazıları bu
dileklerini Allah'tan bazılarıda
Evren'den talep ediyorlar,
ama sonuçta talep
edilen şey aynı. İşte Arınç diyor ki
sevgili hanımlar böyle bir erkeği bulmak
istiyorsanız ulu orta kahkaha atmayın, eğer
atarsanız öyle bir erkek
sizinle hiçbir ilişkiye başlamaz. Şimdi diyeceksiniz ki Bülent Arınç
neden evde kalmış hanımlarla
uğraşıyor? Koskoca Başbakan Yardımcısı adamın işi
gücü yokta, magazin haberlerinin
vazgeçilmez teması ile neden ilgileniyor. Biz zaten
bir taraftan mükemmmel prens ve prensesleri beklerken diğer taraftan potensiyal prens ve prensesleri katlediyoruz . Sonuçta adam
siyasetçi sadece yol, su ve
elektrik işlerine bakmıyor. Bazı
arkadaşlar için iktidarın, siyaset yapması tuhaf
gelebilir. 2010 yılından bu yana Türkiye'de Asker siyaseti
belirlemiyor. Ana muhalefet partiside Asker siyaset yapsın diye beklediğinden Ak parti her işe koşmak zorunda . Arınç bir devlet adamı ister sevin
ister sevmeyin, adam kendi inancı ile realiteyi karıştırmıyor yani
adam laik ama demokratik
hakkı olan fikrini beyan
ediyor. Burda da kadınlar
kahkaha atmasın demiyor, atın zaten atacaksınız. Arınç orda aynı
zamanda erkeklerede öğüt veriyor. Kadınlar öfkelendiklerinden öğüdün farkında değiller. Erkeklere de
diyor ki: "iffetli kadın
istiyorsanız, sizde kadınlarınızı sevin,
onlara siddet kullanmayın,
evinize sadık olun, çocuklarını sevin"
ancak o zaman iffetli
bir kadın bulursunuz. Bir kadın hem iffetli olup hemde kahkaha atabilir,
feminist arkdaşlar sözüm bitmeden sormasınlar, evet iffetliler de
ulu orta kahkaha
atabilirler, böyle bir zorunluluk
yok. Burda yapılan ne bir kanun teklifi
neden siyasi bir talep burda
bir öğüt var kendi
toplumuna yani Kadınına, Erkeğine, Ermenisine, Türküne. Kendi tecrübemden biliyorum bu
sözleri Almancaya çevirip yayınlasak altınada bir akademisyen ismi koysak kadınların
çoğu Avusturyada bu sözleri
onaylarlar.
Peki Arınc'in
ifadesinden erkekler neden alınmadı
da, duyarlı kadınlar kahkaha
fotoğrafları çektirip Arınc'ı
protesto ettiler? Aslında
kadınların yüreklerindeki arzuya
tercüman olan bir açıklama yapmışken. Kemal Kılıçtaroğlu'un nasıl bir siyasi projesi olduğunu kendi partilileri bile bilmiyor, partisinin
yarısı göstermiş olduğu
Cumhrubaskani Cati adayına
karşı, ve muhtemelen oy
vermeyecek. Bahçeli dersen ben ağzından
kadınlar için, yada üzerine bir şey söylediğini
duymadım, suç değil ama Bahçeli
evli bile değil, yani adamın hayatında kadın yok. Bir tek Selahattin
Demirtas dise dokunur bir kadin vizyonu söylüyor. Kadınlar
ne yazık ki Türkiye'de her dinden, toplumsal kesimden,
kültürden olursa olsun ortak
şekilde acı çekiyorlar, Kemalisti , Alevisi, Ermenisi Müslümanı, Avuturyalısı, Kürdü,
Türkü, çünki burda sadece kadın
ve erkek var ve
gönül genellikle en olmayan yere konuyor. İşte
insanın yaşamasinin ve
varolmasının biricik sebebi olan Aşk 'da
bir kadın ve erkeğin arasında
oluyor. Şu yazıyı okuyan herkes
böyle bir aşkın ürünü. Erkekler de
kadinlar da aslında sevdikleri
insanı bulup mutlu olmak istiyorlar,
kadınlar kendilerini seven, sadık, iffetli erkekler istiyorlar. Emin olun erkeklerde aynı ortalama beklentiler
içindeler. Modern zamanlar patlak
verdiğinde modern zamanların
geldiğini hala bilmeyen bir sürü insana
köylerinde, evlerinde doğdukları
yerlerde yaşarlarken dediler ki: "
artık özgürsünüz , istediğiniz yere
gidebilirsiniz, hatta derhal size ait olmayan bu yeri
terkedin". Onlarda neden doğdukları
yeri artık terkekmek zorunda kaldıklarını anlamadan, yalın ayak,
kadın erkek yola
çıktılar. Şehirlere yığıldılar,
eskiden Dinleri, Köyleri, Adetleri ve Tanrıları vardı, artık özgür vatandaşlar olarak
mutsuz olabilirlerdi. Sadakat,
sevgi, iffet modern zamanlara kadar din
alimleri tarafından tarif edildi. Özgürleşmenin ilk derecesi
olan dinden kurtulunca sadakat, sevgi ve iffet'de mana değiştirdi. Artık devletine
sadakat gösterecek, işini
seveceksin iffetli olmanada gerek
yok, o zaten Ataerkil baskıcı düzenin
seni ezmesi için geliştidiği
baskıcı bir söylem. Oysa bu
kavramlar insani ilişkileri düzenliyorlardı. Sadece kadını erkeği
değil çocuğu anneyi ve babayı da.
İşte modern zamanların tarumar ettiği bu
değerleri dile getirdi Arınç. Buna da ilk önce bu kayıptan en cok muzdarip olan kadınlar
tepki gösterdi. Charles Aznavour'un güzel bir sözü vardır hep hatırlarım: Eskiden
kadınların hakları yoktu güçleri vardı, şimdi kadınların hakları var güçleri
yok".
Hala kahkaha atmak
isyitiyorsanız doyasıya
atabilirsiniz ama bırakın ben kendi halime
biraz ağlayayım, sonra size katılırım
ve hep brilikte Postmodern
cinnetimize devam ederiz.
Keine Kommentare:
Kommentar veröffentlichen