Kanuna neden
karşıyız?
Bundan önceki yazımı okuyanlar stiline çok
takıldırlar, söylediklerimin içeriğine
ciddi bir itiraz gelmedi. Bu mesele ne benim nede Fuat Sancın şahsi
meselesidir. Bu mesele ne camilerin nede
cematların meselesidir. Avusturya'da
çıkan bu alev kısa sürede bütün Avrupa'yı saracak. Onun için benim gibi
ağzı bozuk bir hergeleye takılmayın ,
bu itiraz ettiğim noktalarda bir
eksik, hata noksan var mı? Yalan yanlış , yazdığım yada bilmediğim
bir yer var ise itiraz et. Burda Lise komposuzyonu değerlendirmesi yapmıyoruz. İslam Kanunu diye
bir felaket var başımızda ve bu felaketi müslümanları temsil edenler pazarlık etmişler hemde bizim haberimiz olmadan. Şimdi birileri bu temsilcilere hatırlatsın. Bizim neden
karşı olduğumuzu. Birde şu dış mehraklar meselesi var gülsem mi ağlasam mı bende bilmiyorum? Ama sonuçta dış mihrakların kotrolünde de olsa bu
İGGO nun usulsüz bir oylama
yaptığı gerçeğini değiştirmez. Bu Fuat
Sanac'ın neden kamuoyunu bu son 3 yılda
bilgilendirmediğini de
değiştirmez. Ben Avusturya'da yaşayan bir müslüman olarak
beni ve benim neslimi ilgilendiren böyle
önemli bir kararda bir grup insanın
kendi cami ve cemaat çıkarlarını ümmetin
önünde görmeleri ilgilendirir.Ayrıca
bu insanların asıl kaygılarının islam olmadığını gösterir. Bakalım bu sefer
içeriğe konsantre olabilecekler mi?
Bu kanunda
kesinlikle karşı olduğumuz noktalar:
1- Kanunun bir çok yerinde gereğinden vazla bir şekilde, Müslümanların kanunlara karşı
saygılı olması gerektiği vurgulanıyor,
bu şekilde Toplumda herhangi bir grup Stigmatize edilerek, ötekileştiriliyor.
Bu şekilde toplumda sadece bir gruba
yönelik özel alanlar açılıyr.
Buda iki ayrı hukuk demek. Bu hali ile Anayasanın genel geçerlilik
ilkesine aykırıdır. Diğer
dini cemaatlerin hiçbirinde bu ve
buna benzer ifadeler bulunmamakta.
2- Bundan
sonra Yurtdışından finansman sağlanamayacak. Avusturya
develeti diğer dini cemaatlere böyle bir uygulama getirmiyor. Bu kanun ile
Müslümanlar sadece ayrı muamele görmüyor aynı zamanda şüpheli muamelesi görüyor.
Bu kanunun ruhuna bakarsanız
Şüphe yatmaktadır.
3- Süper yetkiler ile donatlmış bir İGGO başkanı ve Fuat Sanac'ı
hiç rahatsız etmiyor ama kendisi süper
yetkileri olan bir Başbakandan çok rahatsız. Artık Avusturya'da 2015 yılında bir başbakan hiç bir
hukuki süreç işletmeden hiç bir
parlamenter yol kullanmadan, sadece bir yazılı
emri ile istediği camiyi hatta İGGO yu kapatabilecek. Böyle yetkiler
sadece savaşlarda yada sıkı yönetimlerde
olur. Bu kanun ile din devletin
kontrolüne girmiştir, bunun bir sonraki aşaması Cuma
hutbelerinin Başbakan tarafından
yazılmasıdır.
4- Bundan sonra sadece Viyana Teoloji fakültesi
mezunları imam olabilecek. Basında
islamdan utandığını söyleyen her fırsatta islamın ne kadar geri, yobaz olduğunu bilimsel olarak açılayan birisinin yetiştirdiği
imamların arkasında namaz
kılacağız. Kılmak zorundayız
çünki devlet hangi imamın arkasında namaz
kılacağımızı belirliyor.
5- Bundan sonra
birbirinden bağımsız kendi başına
yaşayan camiler olamayacak.
Bundan sonra cami açmak isteyen İGGO den izin
isteyecek ve İGGO hiçbir sebeb
göstermeden red cevabı
verebilecek.Yani İGGO kimin
müslüman olup olmadığına karar verecek. Elbette cami
açılmasında son sözü yine
Başbakan kullanacak.
6- Bundan sonra kanunen Müslümanların düzenledikleri gösteri, program veya
aktiviteler eğer genel güvenliği tehlikeye
düşürecekse, iptal
edilecekler. Aslında bu kanunun
bütün gösteri ve aktiviteler için geçerli
iken artık sadece müslümanlar için her zaman geçerli olacak. Yani
müslümanlar sürekli olağanüstü hali yaşayacak. Yani bu kanun ile müslüman düğünü genel
güvenliğe tehlike arz edebilir.
- Müslümanalri
temsil eden İGGO
müslümanları bilgilendirme
görevini yerine getirmemiştir. 3 Senedir süren
ama kamuoyunun Kasım 2014'te farkına vardığı İslam Kanunu şu ana kadar açık ve şeffaf bir sekilde tartışılmamıştır .
Başkanın yaptığı tek şey kanunun
iyi yönlerini anlatmak ve kanuna
karşı olanları dış mihrakların
maşası olmakla suçlamak. İGGO şeffaf ve tranzparenz değildir.
-Usul hatasından
dolayı Scheidsgericht'e (
Hakem kuruluna) yaptığımız itiraza hala bir cevap gelmedi. En kısa zamanda resmi bir açıklama bekliyoruz. Bakalım İGGO kendi anayasasına sadık kalıyor mu? Kendini
denetlemek için kurulmuş olan bir organı devreye sokabiliyor mu ?
- Sadece 20 kişi ile kanun oyladıklarına göre
demokrasi diye bir kaygıları yok. Böyle
önemli bir kanunu 20 kişiyle oylattıkları için
islam diye bir kaygıları olduğunuda
zannetmiyorum.
- Bu oylamaya
katılmayan 41 kişi nerde? Bu 41 kişi
sorumluluklarının farkinda mı? Eğer farkında iseler neden toplanıp Fuat Sanacı görevden almıyorlar. Neden bu skandaldan soran seçime gitmiyorlar. Yeni
taze seçilmiş bir ekip ile bu
İslam Kanununu yeniden pazarlık etmiyorlar. bu defa arkalarında gerçekten bir kitle ile.
Keine Kommentare:
Kommentar veröffentlichen