Freitag, 6. März 2015

Kanuna neden karşıyız?

Kanuna  neden karşıyız?




Bundan önceki yazımı okuyanlar stiline çok takıldırlar,  söylediklerimin içeriğine ciddi  bir itiraz gelmedi. Bu mesele  ne benim nede Fuat  Sancın şahsi  meselesidir. Bu mesele ne camilerin nede  cematların meselesidir. Avusturya'da  çıkan bu  alev kısa sürede  bütün Avrupa'yı  saracak. Onun için  benim gibi  ağzı  bozuk bir hergeleye  takılmayın ,  bu itiraz  ettiğim noktalarda bir eksik, hata  noksan  var mı? Yalan yanlış , yazdığım yada  bilmediğim  bir yer  var ise  itiraz et. Burda  Lise komposuzyonu  değerlendirmesi  yapmıyoruz. İslam Kanunu  diye  bir felaket var başımızda ve bu felaketi müslümanları temsil  edenler pazarlık etmişler  hemde bizim haberimiz  olmadan. Şimdi birileri bu  temsilcilere hatırlatsın. Bizim neden karşı  olduğumuzu. Birde şu  dış mehraklar meselesi var  gülsem mi ağlasam mı  bende bilmiyorum? Ama sonuçta  dış mihrakların kotrolünde de  olsa bu  İGGO nun usulsüz  bir oylama yaptığı gerçeğini  değiştirmez. Bu Fuat Sanac'ın neden kamuoyunu bu son 3 yılda  bilgilendirmediğini de  değiştirmez.  Ben  Avusturya'da yaşayan bir müslüman olarak beni  ve benim neslimi ilgilendiren böyle önemli  bir kararda bir grup insanın kendi cami ve cemaat çıkarlarını ümmetin  önünde görmeleri ilgilendirir.Ayrıca  bu  insanların  asıl kaygılarının   islam olmadığını  gösterir. Bakalım  bu sefer  içeriğe konsantre olabilecekler mi?

Bu kanunda  kesinlikle karşı olduğumuz noktalar:

1- Kanunun bir çok yerinde  gereğinden vazla  bir şekilde, Müslümanların kanunlara karşı saygılı olması  gerektiği vurgulanıyor, bu şekilde  Toplumda herhangi  bir grup Stigmatize edilerek, ötekileştiriliyor. Bu  şekilde  toplumda sadece bir  gruba  yönelik  özel alanlar açılıyr. Buda  iki ayrı  hukuk demek. Bu hali ile  Anayasanın genel  geçerlilik  ilkesine aykırıdır. Diğer  dini  cemaatlerin hiçbirinde  bu  ve buna benzer  ifadeler  bulunmamakta.

2- Bundan  sonra  Yurtdışından  finansman sağlanamayacak. Avusturya develeti  diğer dini cemaatlere  böyle bir uygulama getirmiyor. Bu kanun ile Müslümanlar  sadece  ayrı muamele görmüyor aynı  zamanda şüpheli muamelesi  görüyor.  Bu kanunun ruhuna bakarsanız  Şüphe yatmaktadır.

3- Süper yetkiler ile donatlmış  bir İGGO başkanı ve Fuat  Sanac'ı  hiç rahatsız etmiyor ama kendisi  süper yetkileri olan bir Başbakandan çok rahatsız. Artık  Avusturya'da 2015 yılında bir başbakan  hiç bir  hukuki süreç  işletmeden hiç bir parlamenter  yol  kullanmadan, sadece  bir yazılı  emri ile istediği  camiyi  hatta İGGO yu kapatabilecek. Böyle yetkiler sadece savaşlarda yada sıkı yönetimlerde  olur. Bu kanun ile din devletin  kontrolüne  girmiştir,  bunun bir sonraki  aşaması Cuma  hutbelerinin  Başbakan tarafından yazılmasıdır.

4- Bundan sonra sadece Viyana Teoloji fakültesi mezunları imam  olabilecek. Basında islamdan utandığını söyleyen her fırsatta islamın  ne kadar geri,  yobaz olduğunu bilimsel olarak  açılayan birisinin  yetiştirdiği  imamların   arkasında  namaz   kılacağız. Kılmak  zorundayız çünki devlet  hangi  imamın arkasında  namaz  kılacağımızı  belirliyor.

5- Bundan sonra  birbirinden bağımsız  kendi  başına  yaşayan camiler  olamayacak. Bundan sonra cami açmak isteyen İGGO den izin  isteyecek ve İGGO hiçbir sebeb  göstermeden red cevabı   verebilecek.Yani  İGGO  kimin  müslüman olup   olmadığına   karar verecek. Elbette  cami  açılmasında son sözü  yine Başbakan kullanacak.

6- Bundan sonra kanunen  Müslümanların düzenledikleri gösteri,  program veya  aktiviteler eğer  genel güvenliği  tehlikeye  düşürecekse, iptal  edilecekler.  Aslında bu kanunun bütün gösteri ve  aktiviteler  için geçerli  iken artık sadece müslümanlar için her zaman geçerli olacak. Yani müslümanlar  sürekli olağanüstü hali  yaşayacak. Yani  bu kanun ile müslüman   düğünü genel  güvenliğe tehlike arz edebilir.


- Müslümanalri  temsil eden İGGO  müslümanları  bilgilendirme görevini yerine getirmemiştir. 3 Senedir süren  ama  kamuoyunun  Kasım 2014'te farkına  vardığı İslam Kanunu şu ana kadar  açık ve şeffaf bir sekilde tartışılmamıştır . Başkanın yaptığı  tek şey  kanunun  iyi  yönlerini anlatmak  ve kanuna  karşı olanları  dış  mihrakların  maşası  olmakla suçlamak. İGGO  şeffaf ve tranzparenz değildir.

-Usul hatasından  dolayı  Scheidsgericht'e ( Hakem  kuruluna) yaptığımız itiraza  hala bir cevap  gelmedi. En kısa zamanda resmi  bir açıklama bekliyoruz. Bakalım  İGGO kendi anayasasına sadık kalıyor  mu? Kendini  denetlemek için  kurulmuş  olan bir organı  devreye sokabiliyor mu ?

- Sadece 20 kişi ile kanun oyladıklarına göre demokrasi  diye bir kaygıları  yok. Böyle  önemli  bir kanunu  20 kişiyle oylattıkları  için  islam diye bir kaygıları olduğunuda  zannetmiyorum.


- Bu  oylamaya katılmayan 41  kişi nerde? Bu  41 kişi  sorumluluklarının farkinda mı? Eğer farkında iseler  neden toplanıp Fuat Sanacı  görevden almıyorlar. Neden bu  skandaldan soran seçime gitmiyorlar.  Yeni  taze seçilmiş  bir ekip ile bu İslam Kanununu  yeniden pazarlık  etmiyorlar. bu  defa arkalarında gerçekten bir  kitle ile.





Keine Kommentare:

Kommentar veröffentlichen

Meine Forderungen für die Gemeinderatswahl 2020 Wien

Meine Forderungen für die Gemeinderatswahl  2020 Wien  1- Für alle Wiener Schulen 2 Wochenstunden Angebot: Empathie,  soziale Verantwortung ...