Ey kendini Avusturya’da siyasete adamış Türk genci !
Birinci vazifen her sene dünyada yaşam kalitesi en iyi seçilen Viyana'nın şanını muhafaza ve müdafaa etmektir
Bu vazifeni icra ederken sana gaz veren senden görünen şarlatanlardan sakın
Bu mücadelede Dahili ve harici dusmanlarini unutma
Bütün camilerin, derneklerin hırs sahibi beceriksizler tarafından ele geçirilmiş olabilir.
Seni temsil ettiğini söyleyen kişi, kurum ve kuruluşlar; gaflet, dalalet ve hatta ihanet içinde olabilirler
İşte bu ahval ve şerait içinde İşgal kuvvetlerinin sana sunduğu adaylara sakin inanma ve oy verme
Eksik de olsa "Orjinal" olana oyunu ver
Unutma muhtaç olduğun kudret Sacher torte nin içindeki çikolatada mevcuttur
Haçlı seferlerinde Avrupalılar müslümanları daha yakından tanıdılar 12. yy Avrupası islam dünyası ile mukayese edilemeyecek bir seviyede. İslam medeniyeti şehirli bir kültür ortaya çıkardı ve bu kültür Cortuba'dan Semerkant'a kadar olan bir coğrafyada tarihte eşine az rastlanır bir sinerji meydana geldi. Bir taş havaya atıldığında çıkabildiği en yüksek nokta aynı zamanda düşmeye başladığı noktadır. Haçlı seferleri sırasında islam medeniyeti zirveye ulaşmış ve düşmeye başlamıştı Avrupalılar pusula, barut, sayılar ve matematiğin yanında eleştiriyi (şerh ,gıyase) aldılar yanlarına. Avrupa'ya dönen haçlılar kilisenin müslümanlar üzerine yapmış olduğu propagandayı dinlemediler dinleseler önemsemediler. Kendi halleri üzerine düşündüler neden bu haldeyiz neden Hristiyanlar geri kaldı? Müslümanlar aldı başını gittiler neden biz doğru inançta olmamıza rağmen böyleyiz? diye soranları oldu tabi.
Bağnazlığın bol olduğu memleketlerde söz söylemek zordur. Böyle zor durumlarda bile insanlar muratlarını ifade etmeyi hep başarmışlar. Rönesansta yeni bir yazı kültürü ortaya çıkmış başı sansür yada kilise ile sıkışan hemen suçu bir müslüman düşünürün üstüne atmış. Anlatmaya korktuğu bir hikayeyi bir müslüman alım şöyle anlattı diye yazmış. Cervantes Don Quichot yazdığında engizisyon ile başı belaya girince kitabı kendisinin yazmadığını Endülüslü bir alimin yazdığını kendisinin tesadüfen bulup tercüme ettiğini söyler ve bu şekilde ölümden döner. Aslında Avrupa Rönesansı bir şekilde başkası üzerinden kendini tanımaktır. Aslında başkası dediğimiz içimizdeki ötekidir, aslında sonuçta bir bütün olarak düşünürsek elbette ikiside tekdir. Ama kendine başkası üzerinden bakabilmek çok zordur bir o kadar da değerlidir çünkü ancak o zaman kendinin göremeyeceğin bir açıdan bakarsın.
Avusturya'da siyaset yapmak isteyen türk müslüman için birkaç tavsiyem olacak. Siyaset seni seçmeyen insanları yönetebilme sanatıdır. Seni seçen insanlar senin tarafından yönetilmeyi kabul ettikleri için zaten sorun yoktur. Asıl önemli olan seni seçmeyen insanlardır. Genelde seni seçmeyen insanlar bir blok değildir değişik din, dil ve mutfak gibi kültürel, meslek, eğitim ve siyasi görüşler gibi sosyolojik gruplardan oluşur. Bu sosyo-kültürel yapılar hem kendi aralarında esnek, geçişken ve sürekli bir dinamizm içinde değişir işte siyaset bu noktada kendine kurduğun ittifaklar ve dostluklardır. Bu kuracağın ittifaklar senin yeteneğine, zamana ve diğer aktörlere bağlıdır. Burda en önemli olan stratejik ve taktik ittifaklarını, dostluklarını iyi belirlemem gerekir.
Siyaset ikna etmektir. Korkutmak, kandırmak değildir. İnsanları ikna etmenin birinci şartı güven ile başlar ancak karşılıklı güvenin olduğu karşılıklı saygının ve değerin olduğunu bir yerde ikna olabilir. İkna etmek için açık, şeffaf olunmalı, her türlü yalan, şantaj ve korkutma siyaseten bir başarı elde ediyormuş gibi görünebilir ama başarılı olan siyaset ikna etmektir. Nikola Machavelli Prens'e bütün öğütleri verdikten sonra ekler:"Ey prens sakin unutma halkın sevgisi kale duvarlarından daha güçlüdür".
Ey Avusturya'da siyaset yapmaya niyetlenmiş Türk Müslüman genci. Eğer varolan bir parti içinde isen zaten kimse fikrini merak etmeyecektir. Zaten öyle bir ortam olduğunda parti'nin PR sözcüsü sana ne söyleyeceğini bildirir. Eğer kendin bir siyasi oluşum içine girip özgür ve hür siyaset yapmak istersen sana gelecek olan şu dört soruyu iyi çalış: Ermeniler, Kürtler, Eşcinsellik ve Erdoğan. Bu sorulara ben yerel politika yapıyorum benim dış işlerim Burgenland yada Niederösterreich diye cevap verebilirsin. Seçim sonuna kadar belki kimse seni ciddiye almaz ama birgün gazetecinin birisi sana bu sorulara siyasetçi olarak değil şahsi olarak, özel olarak cevap verir misiniz? Derse. Bu dört konu hakkında senin özel fikrini merak ediyoruz derse; ya gözlerinin içine bakıp cevap vermeyeceksin, yada Avusturya'da yaşayan seni seçmeyen çoğunluğu ikna etmen gerekecek. Şimdiden bu zorlu yolculuğunda sana büyük başarılar diliyorum.
Miguel de Cervantes Saavedra (29 Eylül 1547 — 23 Nisan 1616), İspanyol romancı, şair ve oyun yazarıdır. Modern Avrupa'nın ilk romanı olarak kabul edilen magnum opusu Don Kişot, Batı edebiyatının klasikleri arasında yer alır ve bugüne kadar yazılmış en iyi kurgusal eserlerden biri sayılır.
Quelle:Wikipedia
Keine Kommentare:
Kommentar veröffentlichen