Sonntag, 21. Juli 2013

Efgani Dönmeze Mektup

Efgani Dönmeze Mektup

Efgani Dönmez burdaki  birçok insan gibi gurbete  daha iyi  bir hayat  kurmak için gelen bir göçmen çocuğudur. Aslen Sivasın Kangal ilçesinde doğan Efgani küçük yaşta Avusturya`ya  gelir. Bütün diğer göçmenlerin yaşadığı  zorlukları, dişlanmayı, ve aşağılanmayı  yaşar. İlk olarak  Sıhhi tesisatçılık mesleğini  yapar. Kendi  demeçlerinde de belirttiği gibi,  ilk  zamanlar  Sosyaldemokratlara oy verir, ama zaman içinde  SPÖ nün yabancılar politikasındaki iki yüzlülüğünü  görür ve Yeşiller partisine  döner. Ama  Yeşiller  partsinde de  SPÖ deki gibi Liberal  bir yüzeysellik farkeder, ama bundan sonra  sesini yükseltir, ve  hiçbir  konuşmacı  fonksiyonu olmadığı halde,  göçmenler, türkler ile özellikle müslümanlar ile ilgili  konularda engin bilgisiyle  bizi aydınlatır. Efgani  Dönmezin yaptığı ilk çıkış değil bu  tabi  belki birçok türk asıllı vatandaşımız için yeni  gibi görülebilir. Ben burda Efgani Dönmez`i  tamamiyle  kendi  Röportajlarından alacağım sözleri ile anlatmaya  çalışacağım ki kimse bu yazdıklarımın  benim kafamda ürettiğim  fantaziler  öldüğünü  düşünmesin.
Efgani Dönmez'in  kariyeri Bundesratsabgeordnete yani Avusturyadaki  Parlamentoda senatoya  muadil olan Federal Hükümetlerin atadıkları  temsilci olarak seçilmesi ile başlar. Şimdi konuya  vakıf olmayanlar için kısa bir  izahat getirmek istiyorum. Bundesrat nedir? Bundesrat tarihsel olarak  Avusturya-Macaristan imparatorluğuna kadar gider.  1876 da Habsburg Hanedanlığı'nda  Meşrutiyet  ilan edildiğinde  bir meclis  oluşturulur.  Tabi  bu ilk meclis iki gruptan oluşuyor, birincisi avam meclisi yani haltan seçilen vekillerin  meclisi  diğeri ise senato  yani  Bundesrat asillerden oluşuyor, ikinci  meclis seçilmiyor  çünki asiller seçimle değil soy ile gelirler. Zaman  içerisinde  artan baskılar ve değişen seçim kanunları ile  Bundesrat  bir kurum  olarak kalır ama işlevi sürekli geriler. Cumhuriyetten sonrada  Avusturya  Federal olan yapısını muhafaza etmek için Bundesrat  meclisini idame ettirir  bu sefer  asiller değilde  Eyaletlerden gelen vekiller temsil eder, bir şekilde Federalizm korunmuş olur. Ama bunun yanında Bundesratın birde başka bir Funktionu  vardır  oda siyasi partilerde mesleği politikacı olan ama işlevi bitipte emekliliği  gelmeyen siyasetçiler Bundesrat  da  kızağa alınırlar. Zaten hiçbir işlevi olmaması hasebi ile sadece oturulup maaş alınan  bir yerdir, yaş ortalaması ise 50 nin üzerindedir. Hala Avusturya politikasında Bundesratı kaldırmayı  düşünen  güçlü bir akım  vardır. Benim görüşüme görede işlevi olmayan bir demokratik kurumun  hala ayakta tutulması yanlıştır derhal kaldırılmalı, onun yerine  daha işlevsel ve katılımcı  bir yapı yada kuruma dönüşmeli.

Efgani Dönmezin  kariyeri nedir?  İlk olrak Installateur  meslek eğitimi alan Dönmez  zaman içinde yeşiller partisine  girer ve  Volkshilfe de  eğitim seminerlerinde  Sozialarbeiter yani  Sosyal hizmetler uzmanı olur. Bundan sonra  parayı basar ve Johannes Kepler  üniversitesi adında bir  özel üniversitede  Konfliktmanegement und Mediotion yani Sorun çözme ve arabulculuk okur. Ne yazıkki  ismi ile müsamma  olamaz  ve  siyasi karıyerinde sürekli sorun çıkarır. İlk olarak  Efgani Dönmezi 09.04.2008 de Standard gazetesine verdiği  reportajda  tanıdık. Burda Efgani  Dönmez yanlış giden integrasyon  politikasını eleştirirken aslen ibadet etmek için  kurulan camilere karşı olmadığını ama bu camilere siyasi bir amaç  olarak minare takılmasına  karşı olduğunu  belirtiyor. Başka bir reportajında da 01.12.2009 Standard Minerenin  aslında  islamda olmadığını kendisinin engin islam sanatı uzmanlığından anlıyoruz. Kendisini aydınlanmış seküler bir alevi olarak  deklare eden Dönmezi  Minare hakkında bu kadar pervasızca konuşması olaya ne kadar hakim  olduğunu gösteriyor. 09.04.2009 daki reportajında ayrıca eğer bir cami yapılacaksa tranzparent olması  gerektiğini  camiye kimin yardım ettiğinin bilinmesi gerektiği belirtiyor, en sonunda da kendisinin Burka yasağını  savunduğunu  ifade ediyor.  09.04.2009 daki  reportajının en ilginç tarafı ise Efgani Dönmez okullarda ders veren din dersi hocalarının ve imamların anadoludan gelen deve çobanı olup olmadığını  soruyor. Bu kavram belki  bazı  türk vatandaşarımız için pek birşey ifade etmez zaten Efgani Dönmez  bu reportajları bu şekilde  Avusturya  gazetelerine veriyor. Yani sözünün  muhatabı  direkt türkler değil. Ama  kendisinin  bilmediği başı  şeyler var birincisi Türkler almanca biliyor ve  o gazeteleri okuyor ikinciside Din  özgürlüğü Avusturya'da kanunlar ile garanti altına alınmıştır. Ayrıca bu deve çobanı hakareti  Avrupalı  orientalist bir zihniyetin sonucudur. Ölye  17. yy  aydınlanmacı kafa ile din eleştirisi yapmanın modası  geçti.

1934 yapılan Konkordat ile  Avusturya'da dinler kendi içlerinde otonomdur. Yani isterse camiler, cemaatler deve çobanı getirir imam  olarak  tayin eder bunada ne Avusturya devleti ne  yeşiller nede Efgani Dönmez  birşey  diyemez. Çünki  Katoliklerde kendi  deve çobanlarını  Efgani'ye  danışmadan atıyorlar. Tabi  bunların yanında Efgani  Dönmez camilerin ayrı  çay evleri  berberleri  yemekhaneleri olmasını  paralelgeselschaft  olarak  belirtirken bunada karşı olduğunu ifade ediyor. Tabi  bu  arada bildiğimiz kadarıyla  camilere girmekte hiçbir çekincesi olmayan Efgani Dönmezi  bu Avusturya  gazetelerine belirttiği  sorunları  burdaki  türkler ile camiler ile karşılıklı olarak  konuşmasını bekleriz. Sonuçta sorun biziz yani müslümanlar muhafazakarlar  o zaman gelsin  bezimle konuşsun  Avusturyalı ile değil. En son  olarakta  hükümete destek  yürüyüşüne katılan  insanları sınır dışı  etmeyi  teklif  etmesi  bardağı  taşıran son damla oldu. Artık yeter söz milletin. Bu arada bazı  gazetelerin Efgani Dönmezi  bize çok sevimli, müslümanlar için çalışan, yanlış anlaşılan iyi dürüst  bir politikacı olarak  inatla tanıtması kafamızda soru işaretleri oluşturuyor. Efgani Dönmez  ilk önce ne dediğinin  farkına varsın,  o beğenmediği  cami etrafında  insanları  topluyor, ve  hiç bir yardım almadan kendi kendini  finanse ediyor,  ister beğensin ister beğenmesin  orada insanlar toplanıyor çünki  dışarıda  o kadar çok  Efgani  Dönmez gibi  düşünen insan varki  biraz  nefes almak için gidiyor camiye bir dost arkadaş görmek için bir merhaba  duymak için bir çay içmek için, derdini  anlatabilmek için, zannedersem Efgani Dönmez  Bundesrat olunca geldiği yeri  çok çabuk unutmuş. Biz camide eylem  planları yapmıyoruz,  evet  mineremizin  olmasını istiyoruz  çünki o bizim camimiz ve biz onu  Efgani istediği için değil biz istediğimiz için yapacağız hemde minaresiyle birlikte. Müslümanlar en az  Efgani kadar bu ülkeye adapte olmuşlardır, sadece kendisini seçilmiş saymasın. Bu  son olaylarda partisinin yapmış olduğu baskı yüzünden yarım ağızla yapmış olduğu sözlerini  geri olmasının ( özür dilemedi  çünki) ardından tekrar müslüman muhafazakarların Avusturya demokrasisinde yerinin  olmadığını  beliterek, yine aynı  şeyleri  düşündüğünü belirtti. Bu ülkede hıristiyan muhafazakarların yeri var, liberal demokratların yeri var, sosyal demokratların yeri var  ama muhafazakar müslümanların yeri yok mu ?  Buna Efgani Dönmez mi karar veriyor? Bu  arada ilginç bir şekilde bütün bu  tartışmalar yaşanırken SPÖ sustu, FPÖ Efganiyi  destekledi  hatta  siyasi iltica imkanı verdi, sadece ÖVP yani  hıristiyan muhafazakar parti  Efgani Dönmezin istifasını istedi, çünki  Efgani farkında olmadan söylediği söz ile onlarıda hedef almış oldu.  Biz artık burda kurban değiliz Efgani  sen bizi korumaya falan çalışma, biz derneğimizi,  camimizi,  mezarlığmızı kendimiz yapıyoruz zaten, devletten alınan bir kuruş bile yok. Onun için seninde ,devletinde  Avusturya'da nasıl Katolik papazların eğitimi yada durumları hakkında söz söyleme hakkı yoksa müslümanlar içinde yok. Bunu hem sen iyice yaz kafana hemde devlet dediğin şeyde yazsın. Sen Yeşiller partisinin  Liberal çıkmazını farketmişsen o zaman yeşillerin burdaki yabancıları hep  bir kurban olarak  görmek istediğinide farkettin zannedersem, ama biz artık  kurban değiliz, bak  her  taraftayız, artık yeraltına  sığmaz olduk, işte bundan rahatsız isen,  o  senin sorunun. Başörtümüzüde takacağız,  minaremizide yapacağız, deve çobanlarımızın arkasında  namaz kılacağız,  ve yollara çıkıp yürüyüş yapacağız ve bir daha ne sana nede yeşillere oy vermeyeceğiz.

Keine Kommentare:

Kommentar veröffentlichen

Meine Forderungen für die Gemeinderatswahl 2020 Wien

Meine Forderungen für die Gemeinderatswahl  2020 Wien  1- Für alle Wiener Schulen 2 Wochenstunden Angebot: Empathie,  soziale Verantwortung ...