Efgani Dönmeze Mektup
Efgani Dönmez
burdaki birçok insan gibi gurbete daha iyi
bir hayat kurmak için gelen bir
göçmen çocuğudur. Aslen Sivasın Kangal ilçesinde doğan Efgani küçük yaşta
Avusturya`ya gelir. Bütün diğer
göçmenlerin yaşadığı zorlukları,
dişlanmayı, ve aşağılanmayı yaşar. İlk
olarak Sıhhi tesisatçılık mesleğini yapar. Kendi
demeçlerinde de belirttiği gibi,
ilk zamanlar Sosyaldemokratlara oy verir, ama zaman
içinde SPÖ nün yabancılar
politikasındaki iki yüzlülüğünü görür ve
Yeşiller partisine döner. Ama Yeşiller
partsinde de SPÖ deki gibi
Liberal bir yüzeysellik farkeder, ama
bundan sonra sesini yükseltir, ve hiçbir
konuşmacı fonksiyonu olmadığı
halde, göçmenler, türkler ile özellikle
müslümanlar ile ilgili konularda engin
bilgisiyle bizi aydınlatır. Efgani Dönmezin yaptığı ilk çıkış değil bu tabi
belki birçok türk asıllı vatandaşımız için yeni gibi görülebilir. Ben burda Efgani
Dönmez`i tamamiyle kendi
Röportajlarından alacağım sözleri ile anlatmaya çalışacağım ki kimse bu yazdıklarımın benim kafamda ürettiğim fantaziler
öldüğünü düşünmesin.
Efgani Dönmez'in kariyeri Bundesratsabgeordnete yani
Avusturyadaki Parlamentoda senatoya muadil olan Federal Hükümetlerin
atadıkları temsilci olarak seçilmesi ile
başlar. Şimdi konuya vakıf olmayanlar
için kısa bir izahat getirmek istiyorum.
Bundesrat nedir? Bundesrat tarihsel olarak
Avusturya-Macaristan imparatorluğuna kadar gider. 1876 da Habsburg Hanedanlığı'nda Meşrutiyet
ilan edildiğinde bir meclis oluşturulur.
Tabi bu ilk meclis iki gruptan
oluşuyor, birincisi avam meclisi yani haltan seçilen vekillerin meclisi
diğeri ise senato yani Bundesrat asillerden oluşuyor, ikinci meclis seçilmiyor çünki asiller seçimle değil soy ile gelirler.
Zaman içerisinde artan baskılar ve değişen seçim kanunları
ile Bundesrat bir kurum
olarak kalır ama işlevi sürekli geriler. Cumhuriyetten sonrada Avusturya
Federal olan yapısını muhafaza etmek için Bundesrat meclisini idame ettirir bu sefer
asiller değilde Eyaletlerden
gelen vekiller temsil eder, bir şekilde Federalizm korunmuş olur. Ama bunun
yanında Bundesratın birde başka bir Funktionu
vardır oda siyasi partilerde
mesleği politikacı olan ama işlevi bitipte emekliliği gelmeyen siyasetçiler Bundesrat da
kızağa alınırlar. Zaten hiçbir işlevi olmaması hasebi ile sadece
oturulup maaş alınan bir yerdir, yaş
ortalaması ise 50 nin üzerindedir. Hala Avusturya politikasında Bundesratı
kaldırmayı düşünen güçlü bir akım vardır. Benim görüşüme görede işlevi olmayan
bir demokratik kurumun hala ayakta
tutulması yanlıştır derhal kaldırılmalı, onun yerine daha işlevsel ve katılımcı bir yapı yada kuruma dönüşmeli.
Efgani Dönmezin kariyeri nedir? İlk olrak Installateur meslek eğitimi alan Dönmez zaman içinde yeşiller partisine girer ve
Volkshilfe de eğitim
seminerlerinde Sozialarbeiter yani Sosyal hizmetler uzmanı olur. Bundan
sonra parayı basar ve Johannes
Kepler üniversitesi adında bir özel üniversitede Konfliktmanegement und Mediotion yani Sorun
çözme ve arabulculuk okur. Ne yazıkki
ismi ile müsamma olamaz ve
siyasi karıyerinde sürekli sorun çıkarır. İlk olarak Efgani Dönmezi 09.04.2008 de Standard
gazetesine verdiği reportajda tanıdık. Burda Efgani Dönmez yanlış giden integrasyon politikasını eleştirirken aslen ibadet etmek
için kurulan camilere karşı olmadığını
ama bu camilere siyasi bir amaç olarak
minare takılmasına karşı olduğunu belirtiyor. Başka bir reportajında da
01.12.2009 Standard Minerenin
aslında islamda olmadığını
kendisinin engin islam sanatı uzmanlığından anlıyoruz. Kendisini aydınlanmış
seküler bir alevi olarak deklare eden
Dönmezi Minare hakkında bu kadar
pervasızca konuşması olaya ne kadar hakim
olduğunu gösteriyor. 09.04.2009 daki reportajında ayrıca eğer bir cami
yapılacaksa tranzparent olması
gerektiğini camiye kimin yardım
ettiğinin bilinmesi gerektiği belirtiyor, en sonunda da kendisinin Burka
yasağını savunduğunu ifade ediyor.
09.04.2009 daki reportajının en
ilginç tarafı ise Efgani Dönmez okullarda ders veren din dersi hocalarının ve
imamların anadoludan gelen deve çobanı olup olmadığını soruyor. Bu kavram belki bazı
türk vatandaşarımız için pek birşey ifade etmez zaten Efgani Dönmez bu reportajları bu şekilde Avusturya
gazetelerine veriyor. Yani sözünün
muhatabı direkt türkler değil.
Ama kendisinin bilmediği başı şeyler var birincisi Türkler almanca biliyor
ve o gazeteleri okuyor ikinciside
Din özgürlüğü Avusturya'da kanunlar ile
garanti altına alınmıştır. Ayrıca bu deve çobanı hakareti Avrupalı
orientalist bir zihniyetin sonucudur. Ölye 17. yy
aydınlanmacı kafa ile din eleştirisi yapmanın modası geçti.
1934 yapılan Konkordat
ile Avusturya'da dinler kendi içlerinde
otonomdur. Yani isterse camiler, cemaatler deve çobanı getirir imam olarak
tayin eder bunada ne Avusturya devleti ne yeşiller nede Efgani Dönmez birşey
diyemez. Çünki Katoliklerde kendi deve çobanlarını Efgani'ye
danışmadan atıyorlar. Tabi
bunların yanında Efgani Dönmez
camilerin ayrı çay evleri berberleri
yemekhaneleri olmasını
paralelgeselschaft olarak belirtirken bunada karşı olduğunu ifade
ediyor. Tabi bu arada bildiğimiz kadarıyla camilere girmekte hiçbir çekincesi olmayan
Efgani Dönmezi bu Avusturya gazetelerine belirttiği sorunları
burdaki türkler ile camiler ile
karşılıklı olarak konuşmasını bekleriz.
Sonuçta sorun biziz yani müslümanlar muhafazakarlar o zaman gelsin bezimle konuşsun Avusturyalı ile değil. En son olarakta
hükümete destek yürüyüşüne
katılan insanları sınır dışı etmeyi
teklif etmesi bardağı
taşıran son damla oldu. Artık yeter söz milletin. Bu arada bazı gazetelerin Efgani Dönmezi bize çok sevimli, müslümanlar için çalışan,
yanlış anlaşılan iyi dürüst bir
politikacı olarak inatla tanıtması
kafamızda soru işaretleri oluşturuyor. Efgani Dönmez ilk önce ne dediğinin farkına varsın, o beğenmediği
cami etrafında insanları topluyor, ve
hiç bir yardım almadan kendi kendini
finanse ediyor, ister beğensin
ister beğenmesin orada insanlar
toplanıyor çünki dışarıda o kadar çok
Efgani Dönmez gibi düşünen insan varki biraz
nefes almak için gidiyor camiye bir dost arkadaş görmek için bir merhaba duymak için bir çay içmek için, derdini anlatabilmek için, zannedersem Efgani
Dönmez Bundesrat olunca geldiği yeri çok çabuk unutmuş. Biz camide eylem planları yapmıyoruz, evet
mineremizin olmasını
istiyoruz çünki o bizim camimiz ve biz
onu Efgani istediği için değil biz
istediğimiz için yapacağız hemde minaresiyle birlikte. Müslümanlar en az Efgani kadar bu ülkeye adapte olmuşlardır,
sadece kendisini seçilmiş saymasın. Bu
son olaylarda partisinin yapmış olduğu baskı yüzünden yarım ağızla yapmış
olduğu sözlerini geri olmasının ( özür
dilemedi çünki) ardından tekrar müslüman
muhafazakarların Avusturya demokrasisinde yerinin olmadığını
beliterek, yine aynı şeyleri düşündüğünü belirtti. Bu ülkede hıristiyan
muhafazakarların yeri var, liberal demokratların yeri var, sosyal demokratların
yeri var ama muhafazakar müslümanların
yeri yok mu ? Buna Efgani Dönmez mi
karar veriyor? Bu arada ilginç bir
şekilde bütün bu tartışmalar yaşanırken
SPÖ sustu, FPÖ Efganiyi destekledi hatta
siyasi iltica imkanı verdi, sadece ÖVP yani hıristiyan muhafazakar parti Efgani Dönmezin istifasını istedi, çünki Efgani farkında olmadan söylediği söz ile
onlarıda hedef almış oldu. Biz artık
burda kurban değiliz Efgani sen bizi
korumaya falan çalışma, biz derneğimizi,
camimizi, mezarlığmızı kendimiz
yapıyoruz zaten, devletten alınan bir kuruş bile yok. Onun için seninde
,devletinde Avusturya'da nasıl Katolik
papazların eğitimi yada durumları hakkında söz söyleme hakkı yoksa müslümanlar
içinde yok. Bunu hem sen iyice yaz kafana hemde devlet dediğin şeyde yazsın.
Sen Yeşiller partisinin Liberal
çıkmazını farketmişsen o zaman yeşillerin burdaki yabancıları hep bir kurban olarak görmek istediğinide farkettin zannedersem,
ama biz artık kurban değiliz, bak her taraftayız, artık yeraltına sığmaz olduk, işte bundan rahatsız isen, o
senin sorunun. Başörtümüzüde takacağız,
minaremizide yapacağız, deve çobanlarımızın arkasında namaz kılacağız, ve yollara çıkıp yürüyüş yapacağız ve bir
daha ne sana nede yeşillere oy vermeyeceğiz.
Keine Kommentare:
Kommentar veröffentlichen