Sonntag, 28. Juli 2013

Yıldırım Canteke Mektup ( Birol Kılıç bu yazı sana sıkıcı gelebilir )

Yıldırım Canteke  Mektup ( Birol Kılıç bu yazı sana  sıkıcı gelebilir )

Hemen  konuya  giriyorum. Birol Kılıç için yazılan mektuba cevap yazan Hakan Levent  Toktaş, mektubu yazan Sinan Ertuğurul'un  gerçekte  Magister  olmadığını, Yetkin Bülbül'ün sadece yazının daha da  ciddiye alınması için (  bence  bir yazının ciddiye alınması için  akademik bir ünvanla yazılması  gerekmiyor) ünvan yolsuzluğu  yaparak, karalama  operasyonunana iyi bir kılıf  ayarladığını söylüyor. Bunun  üzerine Yeni Hareket gazetesinin  genel yayın yönetmeni  Yetkin Bülbül hakkındaki  bu iftiraya karşı, en doğal  hakkı olan gerçeği ifa etmek olduğunu  belirtiyor. Bende böyle bir şeye  gerek  olmağını benim hakkımdaki  internetten çıkan  her  iftiraya karşı kendimi  savunmak  gibi bir ihtiyacımın  bulunmadığını söyledim. Eğer  birisi benim  bir unvan hırsızı olduğumu düşünüyorsa,  beni  kanunun  önünde rezil etmesini gerek. Bana  eğer mahkemeden bir davet  gelirse,  bende  Viyana Üniversitesinin bana  verdiği Diplomayı  götürürüm, hatta  isterlerse almış  olduğum Urkunde'yi de getiririm.  Tören için  hazırlanmış, hala  1882 den  kalma  manuel bir Baskı ile  bir defalığına  basılan ( yani  elektronik  matbaa değil) bir Diplomam  daha var, ama onu iş  başvurularına  götürmüyor insan,  o evde torunlara  gösterilemek için verilir. Deri kılıfı ile rulo halindedir  eğer  normal  Diploma yetmez ise münasip  bir şekilde incelenebilir.

Yıldırım Canteke  , hemen  facebook sayfana gittim,   çünki  bu  kalem oynatan,  kalemşor  kim diye merak ettim. Birol Kılıc'ın  öğretici  üslubunu zaten biliyorum, Hakan Levent Toktaş'da  nerdeyse aynı  öğreticilik ile yazıyor, bir ara Nazmi Kocaer  geldi  sahaya , fena değildi,  yazısının içinde uzay, kimlik  gibi  sofistike kelimeler  kullandı, ama  ondan sonra  birşey duymadım. Sonra bugün sen bütün cesaretini topladın ve bu  fotoğrafının altına, okkalı  bir yazı yazdın. Anladığım kadarıyla senin bu  Diplomaya  rahmen, hala  benim  Magistalığım hakkında şüphelerin  var. Bunun yanında  yaşadığım  tevazu patlaması karşısında da çok  anlayışlısın.

Yazdığım yazıların da  tiribünler için  olduğunu hemen farkettin. Şimdiye  kadar  komplo  teorileri  duymaktan çok daha  gerçekçi  bir yaklaşım. Anladığım kadarıyla facebook hesabını yeni  acıtığın için daha bir arkadaşın yok,  bir tek resmin var ve  sen hala hayatında bir Link  postalamış değilsin. Haberin olsun  bizim  köyde  facebook ta hesabı olmayana kız vermiyorlar. Bu  defa Clombia  Üniversity  okumuşsun, çok tuttum  hangi bölüm yazmıyor ama esaslı bir okuldur. Ben  2008  yılında gittim,  hatta  facebook sayfamda  Albümde  Amerika  adı  altında  Felesefe  fakültesinin önünde  birde resmin var ( vallaha fake değil ) Ben yine  çaktırmadan kendimi  övüyorum, neyse  Yıldırım sen kusuruma  bakma. Bana tiribünlerin beni  sürekli tutmayacağını  bilge bir dost edesıyla hatırlatıyorsun. Evet  haklısın  yaşım yeterince  olgun,  tiribünlere yazmıyorum,  kendim için  yazıyorum,  tiribünlerde şimdilik  güzel  buluyorlar, Birol Kılıc'ın yazılarından daha az  öğretici olduğunu söylediler. Sonuçta benim  tiribünlerim Birol Kılıc'ın  tiribünleri değil,  orası kesin. Tiribünler bana  diyorlarki; sen bir yazı  yaz  ve Birol Kılıca söyle.  Bizim işimiz var  ev,  aile hem sen güzel yazıyorsun, sen ona bizim adımıza artık  onun  gazetesini bizim  camilerimizde görmek istemediğmizi  yaz. Senin  yazı  stilini  sevdim Yildirim lütfen bundan sonra seninle yazışalım  hem  benim  tiribünler biraz estetik yazı  görsünler.

Yazını sonunda benim  esenlik icinde barış  yolunu  seçmememi isterken,  içimdeki kini  sökmemi  tavsiye ediyorsun. Sana karşı  içimde bir kin beslemiyorum,  buna emin  ol.  Seninde  diğer canlılar gibi  bu  yeryüzünde  yaşamını istiyorum. Bana yazdığın  hiçbir şeye kızmadım, kızamadım, çünki yazdıklarını  görünce ne kadar  acınası  bir  halde olduğunu  gördüm. Bize yazdığın  15 yıl boyunca  seni okuduk sesimizi  çıkarmadık, biz  hem senin bizim hakkımızdaki  düşünceni hemde Efgani  Dönmez ile arandaki uyumu biliyorduk. Şimdi senden isteğimiz  gazeteni  artık  camilerimize getirme lütfen.

Keine Kommentare:

Kommentar veröffentlichen

Meine Forderungen für die Gemeinderatswahl 2020 Wien

Meine Forderungen für die Gemeinderatswahl  2020 Wien  1- Für alle Wiener Schulen 2 Wochenstunden Angebot: Empathie,  soziale Verantwortung ...