Freitag, 26. Juli 2013

Hakan Levent Toktaşa Mektup ( Birol Kılıç'ta isterse okuyabilir )

Hakan Levent Toktaşa Mektup  ( Birol Kılıç'ta  isterse  okuyabilir )

En son yazdığım  mektuptaki feryadımı duyan Hakan Levent  Toktaş,  kendisini Yeni Vatan  gaztesinin  facebook safasında  gösterdi. Aslına  bakarsanız  yazdıkları ve tavrı hiç  dostane değildi. Bende  çaresiz  olarak ona  bu mektubu yazmaya karar verdim. Daha yeni başlamış olan  ilişkimiz, bir yere gelmeden bitmiş oldu. İtiraf eddiyorum, ben hala  olayı anlamış değilim. Hakan Levent  Toktaş , bana, Yeni Hakerek gazetesine ve Yetkin  Bülbül'e , ağır hakaret,  suçlama, ve ithamlarda bulunuyor. Ben burda  kendi mektubumun  seviyesini düşürmek istemiyorum, eğer merak eden  arkdaşlar var ise  Yeni Vatan gazetesinin facebook sayfasından  okuyabilir. Beni en çok  meraklandıran,  ben Birol Kılıc'a  mektup yazıyorum, ama  cevabını Hakan Levent Toktaş'tan  alıyorum.  Aslında Hakan Levent Toktaş'ın  yazdıklarına  cevap demek zor, daha çok suçlama, aşağılama, hedef gösterme, karalama,  ve bağırmalarla dolu. İnanın  ben bile  mecburen  okumak zorunda  kaldım, yok türkçesinin bozukluğundan değil içeriğinin  çok  öğretici, bilgilendirici bir üslupla yazıldığından. Hakan Levent Toktaş'ın yazı üslubu Birol Kılıc'inkine çok  benziyor. Şimdi bende  bu mektubu yazarken biraz  şaşırdım, çünki ilk mektubumu  Birol Kılıc'a yazmıştım ama cevap Hakan Levent Toktaş'tan geldi, sonra  Hakan'a  bir mektup  yazdım , yine Hakan cevap yazdı  internetten. Bende  bu mektubu Birol Kılıca yazmak  isterdim ama yine Hakan Levent Toktaş için yazacağım. Birol Kılıc'a  başka bir bahara inşallah. Şimdi Hakan Levent Toktaş  lütfen bu yazdıklarımı  Birol Kılıc'a  iletirmisin? Madem  onu  savunacak kadar seviyorsun, o zaman  bu   mektubu  götürecek kadarda sadakatini göster lütfen.  Ben burdan sonra  isim yerine  ikinci tekil şahıs zamirini kullanacağım,  isteyen  istediğini  anlasın.

Yazdıklarına  bakınca  çok  öfkelendiğini görüyorum. Neden  bu öfke ? Yarana mı bastık yoksa ?  Sen şimdiye kadar  kendi gazetende  gerçek islamı, gerçek  aleviliği, yazıp  bizi bilgilendiriken iyiydi  değil mi?  İlk önce , eleştiriye  kapalı olan insanlar asla  gelişemezler, bunu  aklında  çıkarma. Anladığım kadarıyla sende  eleştiriyi sevmiyorsun, sana  karşı  söylenen hiçbir krıtiğe  karşı tahammülün yok.  Bence  ilk  önce  burdan  başla, hani  bize anlattığın gerçek  islam varya, aynı onun gibi  davran lütfen bize, başka birşey istemiyoruz senden.  Yazdıklarını  usulen  okumak zorunda kaldım, yine aynı öğretici,  bilgilendirici stilin yok mu,  ama  bu  defa yazdıklarında  karmaşık bir komplo teorisi  kurmuşsun. Bak şimdi  gözüme girmeye başladın.  Nerden  başlayacağımı bilmiyorum sen bile  o kadar karıştırmışsın ki, neyse  önemli değil  komplo  teorilerinin  güzel  tarafı  başı sonu  yoktur nerden girsen anlamlı olur. Sonuçta  komplo  teorisinin amacı  varolan  bir bilgiyi  doğrulamaktır,  onun için  nerden başladığı  hagi  sıralamayı  takip  ettiği ehemmiyet  göstermez. Yok efendim, hükümet desteklimi  değilim, yok mafya  babalığına mı soyunmuyorum ( Alleddin Çakıcı  olmak hiç hayalim  olmadı) sonra duramıyorum,  o malum  bilinen şer  odaklarının  maşası oluyorum birden. Yetkin abiye  söylediğin  aşağılayıcı  sözleri  burda  zikretmek istemiyorum. Benim arkdamda kimler yokki,  mafya, devlet, şer  odakları,  ve  tek amacım, seni  karalamak. Bu  yazdıklarından  iki sonuç çıkarıyorum  bir sen hala  olayın şokunu  atlatamadın iki en iyi   savunma saldırıdır deyip  koyuruverdin. Neyse  ilk  zaman ki  üslubun aynı  farkettin mi?  Hala beni suçluyorsun,  bu noktada  tutarlı bir ilerleyişin var, yani  durumun  o kadar da  kötü değil.

Senin facebook taki  sayfana  baktım,  5000 beğenenin var,  sonra biraz  gezindim,  bana senin  gazeteni  kağıttan  okumak yetmiyor, seni çılgınlar gibi sanal alemde de  takip  ediyorum. Linklerini beğenenlere baktım bir ara,  birde neyi  farkedeyim, adamların çoğu  arapça yazıyor  isimlerini , diğerleride  iranlı, elbette  içinde Avusturya'da Viyana'dan olan da var, sen sonuçta 50000 tirajlı  Avusturya'nin en eski  gazetesisin. Bunu  görünce sana olan hayranlığım  daha da  arttı  biliyormusun. Senin gazeteyi  sadece biz çılgınlar gibi okumuyoruz, araplar ve iranlılarda okuyorlar, hemde  okumakla kalmayıp beğeniyorlar. Hele senin haberin  beğenen kısmında  yarısının isimlerinin  arapça yazılı olduğunu  görünce acaba  gerici bir sayfadamıyım diye  şüpheye kapıldım. Daha  sonra senin  gazetenin  logosunu  ve   o hala değiştirmediğin  resmini  görünce rahatladım. Bence sen  zamanın çok gerisinde  kaldın. Bak  gerçekten bu  yapıcı  bir eleştiri,  ancak dost yapar bunu, iyi dinle beni. Senin yaşin yeterli  28. Şubatı hatırlamaya, BÇG ve Çatı  derneği falan.  İşte  o günden bu güne çok şey değişti. Neler mi  değişti?  Biz artık  gücümüzün farkına vardık.  Kendimizin sessiz  çoğunluk olduğunu  anladık,  hele o pazar günkü  yürüyüş varya, işte  asıl dönüm noktası  o oldu, hani senin  çok  üzüldüğün yürüyüş. Zannedersem sende  o gün aslında anladın  hiç  birşeyin eskisi  gibi  olamayacağını, ama  sende haklısın. Evet  artık hiç birşey eskisi gibi  olmayacak,  bence  bir  göçmen  gazetesi için  15 sene  yayın hayatı  yeterli. Gördüğüm kadarıyla sende  gelişen medya imkanlarına bir türlü  ayak uyduramadın. Elinde basılı bir gazeten var, reklamlar sabit geliyor, sıkıntı  yok. Ama  zaman değişti, artık  "Y"  jenerasyonu,  facebook,  twitter ve  blog kullanıyor. Sende  bunların hiç biri yok, farkındamısın? Öyle  zannetiğin gibi  gazeten Türk  toplumu  arasında  eskisi  gibi etkili değil. Aslında bunun sende farkındasın, ama  başkalarının da  farkında olmasından korkuyorsun. Korkma  medeni  bir insan toplumdaki diğer  bireyleri en az kendisi kadar akıllı  farzeder. Bizimde en az  senin kadar kafamız basar. Senden tek ricam  lütfen gazeteni o beğenmediğin, içinde  süpermarketler  olan, siyasal islamın  içine düşmüş, gerici  yobaz  camilerimize  getirme. Zannedersem çok şey  istemiyorum.

Bence sen  gazeteciliği  bırak,  ve Efganı Dönmez ile  birlikte bir cami kur, hani senin ve  Efganinin her fırsatta  bize  öğretmeye  çalıştığınız  gerçek islam varya,  işte  onu yaşayabileceğiniz bir cami olsun. Ölye  içinde  süpermarket, yemekhane,  türbe, ve deve çobanı olmasın. Şöyle  gayet  modern,  laik,  seküler, aydın hani Avusturya'lılarında bizi beğenecekleri bir islam olsun. Sana  söz  sizin caminin açılışına  hem kendim geleceğim hemde  toplu  bir ziyaret  ayarlayacağım. Bizden sana cemaat  olmaz onu  söyleyim. Biliyorsun bizim gideceğimiz camiler,  süpermarketli, deve çobanlı  ve  yeraltında  olmalı. Ne yapalım bizdeki de  öğrenilmiş çaresizlik işte.  Bak sen bile  bizi  15 yıldır eğitmeye çalışıyorsun, bir arpa boyu  yol alamadın. Biz yine  hala eskisi  gibi  geri, bidon kafalı, ve  göbeğini  kaşıyan  kaldık.  Boşver  bunları sen elinden geleni yaptın, sorun bizde , biz  bir türlü senin ve Efgani Dönmez'in  hayallerindeki islami yaşayamayacağız, bu  aslında  ontolojik bir sorun, seküler insanlarda olmaz, sen  ondan anlayamıyorsun. Bugün birde  senin  sayfanda  bana yorum yazan bir  arkadaşın daha geldi, Nazmi Kocaer bir saat  önce "Halkın Ulusu" adındaydı isminin başında bir TC eksikti, Ak partiye  küfür etmekten zaman  bulduğunda Osman Pamoukoğlu ve Yılmaz Özdil  takip ediyor, seni  destekleyen adamların  profillerine  bakılırsa  onlarda  o  yürüyüşe katılmamışlar. Yanlız biz camiden çıkıp  gittik  o  yürüyüşe , hemde  paraz  günü  mangal yapabilecekken. İtiraf edeyim  benim bile yürüyüşe  gitmeme  Efgani Dönmez sebeb  oldu,  hani  senin bize gazetende  sevimli göstermeye  çalıştığın  kıç yalamayan türk politikacı. Nazmi Kocaer bana  okkalı  bir yazı  yazmış,  çok   hoşuma  gitti.  Bence  bana bundan sonra Nazmi  Kocaer yazsın Hakan Levent Toktaş  çok  eğitici yazıyor. Eğer  tercih  hakkım varsa, Nazmi Kocaer yazsın, hiç  olmazsa  onun yazı  sitili okunabiliyor. Ha  bu arada Nazmi  beni uzayda  bilinmeyen bir cisim  olarak  tarif etmişsin ya  çok  komik olmuş.
Merak etme, eğer biraz daha sabredersen, gelecek mektupta  sana  kim  olduğumu  söylicem.

Keine Kommentare:

Kommentar veröffentlichen

Meine Forderungen für die Gemeinderatswahl 2020 Wien

Meine Forderungen für die Gemeinderatswahl  2020 Wien  1- Für alle Wiener Schulen 2 Wochenstunden Angebot: Empathie,  soziale Verantwortung ...