Montag, 29. Juli 2013

Endişeli Gazeteciye Mektup ( Birol Kılıç bu mektubu okumalısın)


Endişeli Gazeteciye  Mektup ( Birol Kılıç  bu mektubu okumalısın)
"Sakin aptal ile tartışmaya  girme , çünki seni  aptallığı ile her zaman yenecektir." Bir Alman atasözü 

Hakan Levent Toktaş, Nazmi Kocaer ( kısa bir süre Halkın Ulusu), Yıldırım Cantek, ve bugün de son olarak Barış Sönmez.  Daha ben Birol Kılıc'a yazdığım mektubun cevabını  alamadım ama  bu arada bu kişilere Birol  Kılıc'a  verilmesi için mektup  yazdım. Acıkcası yoruldum ben  işten,  bugün Yıldırım Cantek'ten aldığım cevap seviyenin çok düştüğünü  gösteriyor. Bana nokta noktalı küfürler yazmaya başladığın an  bence muhabbeti kesmek  gerekir. Çünki yazdıklarından anladığım kadarıyla  beni  çekmek isteidiğin yer foseptik  çukuru, ve ben orda seninle  yarışamam. Benim  tek  bir  kurtuluşum  var  oda seninle edep çizgisinde  konuşmak. Şimdiye kadar asla sana iftira, karalama, ve hakaret etmedim. Yazdıklarım senin gazetelere verdiğin  röportajlar ve kendi  gazetende yazdıkların, senin söylemediğin hiçbir şeyi  sana  ithaf etmedim. Seni  en çok  kızdıran bu oldu  zannedersem. Kimyan bozulmuş komplo teorilerinden girdin,  bilmem  ne  çocuğu olduğumdan çıktın. Hiç birşey bulamasan  benim mantık hatalarım olduğunu ve imla hataları  yaptığımı yazdın. Oysa ben seninle Heideggerin Hümanismusa yazdığı  mektup  tadında yazışmak istedim. Ne yazık ki  buna  hazır olmadığını  anladım. Her nekadar  50000  tirajlı bir gazeten  olsada facebook sayfanda seni  savunacak insanların sayısı  bir elin  parmaklarını  geçmiyor. Şimdi  yalan söylemeyim  bugün  seni savunan biri geldi Mehmet Zeki Metin şu  bizim dünya  insanı ama bu  beni  hiç şaşırtmadı, çünki Mehmet Zeki ile  camilerin  gericiliği hakkında  aynı  düşündüğünüzü biliyorum.
Bugünki  yazında Yıldırım Cantek adı  altında( bunu burdan belirteyim de hangi senin ne söylediğini karıştırma çünki ben karıştırmaya başladım bile) beni  bölücülük, kışkırtıcılık, ve sivas katıliamını yapanların benzin  birdonunu taşımak ile suçladın. Bakıyorum ezberin bitti  artık, yok mu yeni  bir şey  hani  bu  çağdan kalma, benim Yavuz Sultan Selimin  seferinden sorumlu olduğumu da söyle de  tarihsel yanım  ortaya çıksın. Endişeli  Gazeteci beni  çekmek istediğin yere asla gelmeyeceğim, eğer seni edep  sınırına çekemiyorsam  "Selam" deyip  gideceğim.  Gitmeden  önce ama seninle ilgili  bir kaç  noktayı belirmek istiyorum, nede  olsa sana yazdığım son mektup bu. Geçenlerde  senin twitter  sayfana  gittim, Birol Kılıc'ın  karıştırma.  Daha bakirsin bir tek twitt  bile atmamışsın,  belki  atmayı  bilmiyorsun olur,  bende  ilk zamanlar alışamamıştım, ama şimdi  bayağı  kullanıyorum, hatta benim  ufak Bloğa bile  twitterden okuyucu  geliyor. Seni  aslında  yarısı  araplardan yarısıda iranlılardan oluşan facebook  sayfanda yanlız  bırakıyor olmak bana acı veriyor ama  sen Mehmet  Zeki Metin ile  dünyayı  kurtarmaya devam et. Orda yanına Efgani Dönmezi de  al ve hep  beraber camileri eleştireceğinize kendiniz bir cami kurun.

Ruh halim hakkında ki  tespitin doğru, ama  eksik.  Ben  senin gazeteni  15 yıl okuduktan sonra  içindeki bütün  o paradokslar  bende bir sıkışma yarattı, ve Efgani Dönmez'in  tetiklemesi ile, derinlerde yatan ruh  halim  ortaya çıktı. Bana  sorarsan bundan şikayetçi değilim, sanunda  15 yılın  patlamasını  bir haftada yaşadım,  benim icin bayağı  eğlenceliydi, ama senin icin aynısı  olduğunu söyleyemem. Beni Verfassungsschutz'a şikayet etmek ile tehdit ediyorsun. Bakıyorum sende  şaşırdin değil mi? Haklısın Avusturya'da SPÖ, ÖVP, Yeşiller, FPÖ Verfassungsschutz  hepsi  senin gibi  düşünüyor, bunda bir  yanlış yok, ama biz sizin gibi  düşünmüyoruz sorun burda. Anlaman biraz  zor olabilir ama sana burda felsefi  bir  izahta bulunacağım. Şimdi  senin ve diğer bütün sekülerlerin kafasındaki  normal  dünya seküler kriterler ile belirlenmiş,  ve  gördükleri  dünya bu seküler kriterlere aykırı ise , bir panik ve  kaygıya  kapılıyorlar, bu aynı kaygıyı  biz en son  hem Gezi  olaylarında hemde suan Mısır olaylarında  gözlemliyoruz. Seküler olmamak bir  suç değil. Müslüman olmak bir suç değil.  Muhafazakar olmak  bir suç değil.  Kimse kimseye de  din  anlatmaya kalkmasın,  ben alevilerin  inancının  sünniler tarafından yazılmasına  karşıyım. Kimse  inancından ötürü yargılamaz ve  horlanamaz. Biraz senin ki  gibi  öğretici bir dil  ile yazdım ama  kusura bakma,  sen bizi 15 yıldır  eğitiyorsun  sende  bu son  bölüme  katlan lütfen. Aslında yazacak çok şey  var Endişeli gazeteci, ama  bunun  için  zamanımız  var daha. Bu  arada senin , sana karşı yazanları mahkemelerde  süründürdüğünü duydum. Beni  ne zaman mahkemeye vereceksin diye de bekliyorum. Neden mi? Çünki Hakim mektupları almanca  okurken  yüzündeki  tebessümü  görmek istiyorum, ha birde senin yüzündeki hayal kırıklığını. Bence sen bundan sonra ilk çıkacak sayını  bana ayır ve benim hakkımda  düşündüklerini  50000 kişilik gazetende insanlara aşikar et. Onlara sana  karşı  yapılan bu komplonun  gerçek yüzünü  göster ve gerçek islamın savunucusu, din ile siyaseti  birbirine  kariştıranların korkulu rüyası olarak,  gazetecilik başarılarına bir yenisi ekle.

Endişeli  gazeteci senin  kim  ve  ne olduğunu herkez biliyor merak etme. Bu  mektuplar  sayesinde tiribünler senin  diğer yüzlerinide gördüler. Senin hangi  frekansta düşündüğünü, ve  konuştuğunu gördüler,  belki seni  bu kadar beklemeyenler vardı ( ben  onların arasındayım) ama genel olarak hem seni  hemde senin Efgani Dönmez ile arandaki uyumu biliyoruz. Bak  bu sana son mektubum dedim ama  sen ve Efgani bundan sonra  yaptığınız, söylediğiniz  herhangi  bir şeyde  benden yine haber alacaksınız, orası kesin ben şimdilik  muhabbeti  kesiyorum, çünki yapmam gereken işler var.  Senin canın sıkılırsa Hakan ile Nazmi ile  Yıldırım ile Barış ve  daha bilmediğimiz diğerlerinle oynarsın, ama lütfen bizi rahat bırak ve  camilerimize  bir daha  o  gazeteni  getirme.

Keine Kommentare:

Kommentar veröffentlichen

Meine Forderungen für die Gemeinderatswahl 2020 Wien

Meine Forderungen für die Gemeinderatswahl  2020 Wien  1- Für alle Wiener Schulen 2 Wochenstunden Angebot: Empathie,  soziale Verantwortung ...